14. Hukuk Dairesi 2016/8213 E. , 2018/7416 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.01.2015 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalılar ... vd. vekilince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir.
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalılardan ... yüklencisi olduğu 1421 ada 28 parsel sayılı taşınmazda inşaa edilmiş olan 3. kat, 16 bağımsız bölüm numaralı mesken nitelikli taşınmazı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu anılan meskenin davacı adına tesciline karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, tapu iptali ve tescil davasının yargılaması sırasında dava konusu taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasına rağmen yüklenici ..."ın borçları nedeniyle taşınmaz kaydına haciz şerhleri ve satışa arza ilişkin şerh işlendiğini ileri sürerek tüm bu şerhlerin terkini ve iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
... 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2015 tarih, 2015/7 Esas-2015/265 Karar sayılı Kararıyla, davaya konu haciz şerhinin terkini talebinin, taşınmazla ilgili tapu iptali ve tescil davasına bakmakla görevli tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine ve talep halinde dava dosyasının görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; verilen karar taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Tüketici mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, ... ve diğer davalılar vekili temyiz etmiştir.
07/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun;
1) “Amaç” kenarbaşlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”,
2) “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3) “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının;
a) “i” bendinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
b) “k” bendinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
c) “l” bendinde, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”,
4- “Tüketici mahkemeleri” kenar başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.” hükümlerine yer verilmiştir.
HMK"nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir. Asliye hukuk mahkemelerinin görevi HMK"nin 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olup 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
Somut olaya gelince; bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir.
Dava, davacının yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı ve mahkeme kararı ile adına tesciline karar verilmiş taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerlerinin terkini isteğine ilşkindir.
6502 sayılı Tüketcinin Korunması Hakkında Kanun, sadece tüketici işlemleriyle tüketicilere yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Görülmekte olan davada ise, anılan Kanunun uygulaması ile ilgili bir ihtilaf söz konusu olmadığı gibi bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu konusunda bir düzenleme de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davaya genel görevli asliye hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği kuşkusuzdur. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunlu olduğundan, ... 18. Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş ve temyiz edilmeden kesinleşen görevsizlik kararı bağlayıcı da olmadığından (HUMK 25/3), kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.