12. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/5808 Karar No: 2007/7969
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/5808 Esas 2007/7969 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2007/5808 E., 2007/7969 K.
12. Hukuk Dairesi 2007/5808 E., 2007/7969 K.
İLAMIN KESİNLEŞMESİ
İLAMLI TAKİP
2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 72 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Menfi tespit ilamının İcra ve İflas Kanunu"nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır.
Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK 05.10.2005 tarih ve 12-534, 2005/554 sayılı kararı).
Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.
O halde mahkemece, borçlu vekilinin 12.09.2006 tarihli hesap tablosuna yönelik şikayetinin yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle incelenmesi ve muhtırada belirlenen alacak miktarının düzeltilmesi yerine yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nın 366 ve HUMK"nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.