17. Hukuk Dairesi 2016/19109 E. , 2019/7998 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince süresinde temyiz edilmekle, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin filo araç kiralama işiyle iştigal ettiğini, davalı ..."un sürücüsü olduğu forkliftın davacının maliki bulunduğu araca çarptığını, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, hasar bedeli ve değer kaybı olarak 4.345,24 TL.nin davalılardan, 1.590,00 TL kira gelirinin davalı sürücüden tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ve sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, iki kişilik (makine mühendisi ve sigorta hukukçusu) bilirkişi heyet raporu esas alınarak, iş makinası kullanma sertifikasına sahip davalı sürücü ..."un şirket çalışanı olduğu, kullanım esnasında kazaya karışmadığı, iş makinasını iş saatlerinde kullandığı, ZMMS sigortasını yaptırma sorumluluğunun bulunmadığı, araç sahibi ve işletenin sorumlu olduğu, trafik sigortası bulunmayan aracın trafiğe çıkmasının yasak olduğu ve ruhsat sahibinin sorumlu olduğu, bu halde davalıların sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49. maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişinin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinde işleten ve zorunlu trafik sigorta şirketinin sorumluluğu düzenlenmiş olup, sürücü ise olayda haksız fiil sorumlusu konumundadır.
Yine müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar BK"nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(BK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1).
Yapılan açıklamalar karşısında;
1-Somut olayda davalı sürücü ... , oluşan zarardan haksız fiil sorumlusu olarak kusuru oranında müştereken ve müteselsilen sorumludur.
2-Davacının dava dilekçesinde sigorta şirketine de davalı olarak yer verilmiş, bu davalı aleyhine hangi sıfatla dava açıldığı ise belirtilmemiştir.
Bu halde mahkemece; öncelikle, davacı tarafa uygun bir süre verilerek, davalı ... şirketini hangi sıfatla davalı olarak gösterdiğinin açıklattırılması, yapılan açıklamaya göre eksik kalan delillerin ve belgelerin toplanması; konusunda uzman bilirkişiden yeterli ve denetime elverişli rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, gerekçesi yeterince tartışılmadan yetersiz ve hukuki dayanaktan yoksun bilirkişi raporu esas alınarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.