22. Hukuk Dairesi 2017/43660 E. , 2018/952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, 06.05.2016 tarihli fesihnamede belirtilen haklı nedenlerle iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının oluştuğu somut verilerle ortaya konulmadığı, bu konuda alınan kararların tutarlı biçimde uygulanmadığı ve feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı gerekçeleriyle İlk Derecesi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. ve devamı maddeleridir.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, hammadde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinde işletmenin, işyerinin veya işin gerekleri kavramına yer verilmiş, işletmesel karar kavramından söz edilmemiştir. İşveren yönetim hakkı kapsamında amaç ve içeriğini belirlemekte serbest olduğu kararlar alabilir. Geniş anlamda işletmesel karar işçinin iş sözleşmesinin feshi dahil olmak üzere işverenin işletme, işyeri ile ilgili ve işin düzenlenmesi konusunda bu kapsamda aldığı her türlü karardır.
İşletmesel karar söz konusu olduğunda kararın yararlı veya amaca uygun olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılamaz. Kısaca işletmesel kararlar yerindelik denetimine tabi tutulamaz. İşverenin serbestçe işletmesel karar alabilmesi ve bunun kural olarak yargı denetimi dışında tutulması şüphesiz bu kararların hukuk düzeni tarafından öngörülen sınırlar içinde kalınarak alınmış olmalarına bağlıdır.
4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 2.fıkrasında feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken feshin biçimsel koşullarına uyduğunu içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli veya haklı nedene dayandığını ispatlamalıdır. Bu kapsamda işveren fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlamalıdır.
Feshin işletme, işyeri ve işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle yapıldığı ileri sürüldüğünde bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, işgörme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı(ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, davalı işyerinde yan sanayi yönetim müdürü olarak görev yapan davacının iş sözleşmesi 06/05/2016 tarihli fesih bildirimi ile davalı şirketin bulunduğu sektörde ve piyasalarda ekonomik açıdan yaşanan olumsuz şartların davalı şirketin cirosunun düşmesine, ilk üç ayda zarar edilmesine ve iş gücü fazlasına yol açtığı, davalı şirket nezdinde davacıya önerilecek başka bir kadro da bulunmadığı gerekçesiyle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca feshedilmiştir.
Davalı tarafça süresinde sunulan delil listesi ile; işyeri dosyası, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, Haziran/2016 dönemine ait şirket organizasyon şeması, fesih bildirimi, yönetim kurulu kararı, ibrazı için süre talep edilerek davalı şirket bilançosu, mizan ve tüm diğer mali belge ve kayıtlar, yemin, keşif, bilirkişi incelemesi, uzman görüşü ile işletmenin ilgili depatmanının kapatılması, ekonomik güçlük ve organizasyonel nedenler konusunda bilgi alınmak üzere tanık deliline dayanılmıştır. Buna rağmen, mahkemece ön inceleme duruşmasının akabinde tek oturumda davalı delilleri toplanmaksızın fesih bildiriminde belirtilen işletme dışı sebeplerin davalı tarafından iddia edilen kapsam ve yoğunlukta fiilen mevcut olduğu, işyerinde işçi sayısının azaltılması arasındaki bağlantılar ve işyerinde işgücü fazlalığına yol açtığının somut olarak ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yapılan incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı açıktır. Bu itibarla, davalı işverenlik yönetim kurulu tarafından alınan 28/04/2016 tarih, 2016/14 sayılı işletmesel kararın uygulamaya konulup konulmadığı, istihdam fazlalığı oluşup oluşmadığı, alınan kararın tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı, davacının başka bölümlerde çalışma olanağının bulunup bulunmadığı, işyerine davacı ile aynı vasıflarda yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığı, işyeri belgeleri ve gerektiğinde işyerinde keşif yapılarak, bilirkişi raporu da alınmak suretiyle ortaya konulduktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22/01/2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.