17. Hukuk Dairesi 2016/19157 E. , 2019/7995 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 22.10.2013 tarihinde, davacı idaresindeki motosikletin, davalı ... şirketine trafik sigortalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi süresince yol gideri 1.000,00 TL., geçici ve sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle 19.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, maluliyet nedeniyle 36.419,97 TL., geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 4.872,24 TL., belgelendirilmiş tedavi gideri olarak 11.287.46 TL., yol gideri olarak 687,52 TL., bakıcı gideri olarak 5.980.78 olmak üzere toplam 59.247,97 TL. olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 36.419,97 TL sürekli, 4.872,24 TL geçici iş görmezlik, 11.287,46 TL tedavi gideri ve 5.980,78 TL bakıcı giderine ilişkin maddi tazminatın, davalı ... şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, davacı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi süresince yol gideri 1.000,00 TL., geçici ve sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle 19.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, bilirkişi raporunun tanzimini takiben, maluliyet nedeniyle 36.419,97 TL., geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 4.872,24 TL., belgelendirilmiş tedavi gideri olarak 11.287.46 TL., yol gideri olarak 687,52 TL., bakıcı gideri olarak 5.980.78 olmak üzere toplam 59.247,97 TL. olarak talebini ıslah etmiştir. Mahkemece bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilerek, hüküm kurulurken talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi (davacının tedavi ve bakıcı gideri talebinde bulunmadığı nazara alınarak) doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkemece Adli Tıp Uzmanı hekimden 11.02.2015 ve 21.04.2015 tarihli iki adet rapor alınmış, ilk raporda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit
İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyetin bulunmadığı belirtilmiş, muayene sonucu düzenlenen ikinci raporda ise; yine aynı yönetmelik hükümleri gözetilerek davacının yaralanmasının vücut genel çalışma gücünden % 8,1 oranında kaybettiği belirlenmiş, mahkemece bu maluliyet oranı kabul edilerek hesaplama yapılmış ve sonucuna göre hüküm kurulmuştur.
Dava konusu kazanın 22.10.2013 tarihinde meydana geldiği ve raporlar arasında çelişki gözetildiğinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
3- Davacı vekilince tazminat için temerrüt faizi olarak ticari faiz (avans faizi) istenilmiş, mahkemece avans faizine hükmedilmiştir. Zarara neden olan aracın hususi araç olduğu gözetildiğinde, temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değildir.
Kabule göre de;
Dava tarihinden önce yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun"un 59. maddesi ve geçici 1. maddesi gereği, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumludur. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, sözkonusu madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve Kanun kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.
Mahkemece, dava dilekçesinde talep edilmeyen tedavi giderleri hakkında hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak ve az yukarıda açıklandığı üzere talep aşılarak karar verilmiştir.
Mahkemece; 6111 sayılı Kanun ile KTK"da yapılan değişiklik gereği, trafik sigortacısının sorumluluğunun son bulduğu belgeli tedavi giderleri yönünden, trafik sigorta poliçesi gereği sigortacısına prim ödeyerek sorumluluğunu aktaran araç işleteni ile işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu araç sürücüsünün de sorumluluğunun son bulduğu hususları gözetilmek suretiyle; davaya konu edilen tedavi giderlerinden, SGK"nın sorumluluğunda bulunan ve bulunmayanların belirlenmesi için, konusunda uzman doktor bilirkişiden denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınması; SGK"nın sorumluluğunda olmayan tedavi
giderleri ve belgesiz tedavi giderleriyle sınırlı olarak davalının sorumlu olduğu tedavi giderleri için davalının sorumluluğuna, SGK"nın sorumluluğunda olan belgeli tedavi giderleri yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.