1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9376 Karar No: 2018/9439 Karar Tarihi: 24.04.2018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/9376 Esas 2018/9439 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/9376 E. , 2018/9439 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada; Asıl davada davacı ..., 159 ada 110 nolu parselin ½ pay maliki olduğunu, taşınmazın tamamını altmış ile yetmiş bin Yeni Tük Lirası bedelle satması için akrabası olan ...’ı vekil tayin ettiğini ...’ın tecrübesizliği ve hileli davranışları ile vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazın tamamını onda biri bedele sattığını, ileri sürüp davalı adına olan tapu kaydının ½ payının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacılar, dava dışı ...’ın hile ile mirasbırakanları ...’dan vekaletname alarak 110 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları adına kayıtlı ½ payını davalıya çok düşük bedelle satış suretiyle temlik ettiğini, edimler arasında aşırı oransızlık olduğunu, vekalet verildiği anda mirasbırakanlarının hukuki fiil ehliyetini haiz olmadığını ileri sürerek 110 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ve vekaletname düzenlendiği tarihte ½ pay sahibi ...’in ehliyetli olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “.. Somut olaya gelince; dinlenen tanıklar, vekil ile davalının el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerine ilişkin hiçbir beyanda bulunmadıkları gibi davalının, bedele mahsuben arabasını devrederek ve kalan miktarı da nakit olarak satış bedelini ödediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki salt bedeller arasındaki mevcut fark tek başına vekalet görevinin kötüye kullanıldığını göstermez. Davacı ... tarafından bir bedel isteğinde de bulunulmamıştır. O halde, davacı ...’nin ½ payı bakımından, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı olgusunun kanıtlanamadığı ve ...’nin talimatıyla temlikin yapıldığı gözetilerek asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri göz ardı edilerek, kısa kararda asıl dava yönünden bir hüküm kurulmayıp, gerekçeli kararda ise asıl davanın reddine karar verilmek suretiyle kısa karara çelişkili biçimde gerekçeli karar yazılması doğru değildir..” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olunmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 575.00.TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.