12. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1586 Karar No: 2020/6009 Karar Tarihi: 16.11.2020
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1586 Esas 2020/6009 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, davacının tazminat talebinin kısmen kabul edildiği ve davalıdan 3.000 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine karar verdi. Davacı vekili tarafından yapılan temyiz istemi, katılma yolu ile yapılmadığı için reddedildi. Davalı vekili ise, eksik araştırma yapıldığı, tutuklamanın yasal olduğu ve tazminat miktarının fazla olduğu gerekçeleriyle temyizde bulundu. Ancak, ilk hükümde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu ve bozma ilamına uyulmadığı tespit edildiği için hüküm, düzeltilerek onandı. Kanun maddeleri ise şöyle: Temyiz sınırı ve reddedilen tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz istemi, 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince reddedildi. Ayrıca, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri hükümleri dikkate alınarak hüküm düzeltilerek onandı.
12. Ceza Dairesi 2020/1586 E. , 2020/6009 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1- Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; Davacı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve reddedilen tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince; Gerekçeli karar başlığında ""466 sayılı Kanun gereğince tazminat"" olan dava türünün ""Haksız tutuklamadan kaynaklanan manevi tazminat"", ""20/07/2005"" olan dava tarihinin ""04/03/2005"" olarak yazılması ile ""Davacı: K.H."" ibaresine yer verilmesi, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, eksik araştırma yapıldığına, davacının tutuklanmasının yasaya uygun olduğuna, hükmolunan tazminat miktarının fazla olduğuna, davanın reddine karar verilmesi gerektiğine ve yerinde görülmeyen sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; Dairemizin 18/06/2012 tarih, 2011/12284 Esas – 2012/15276 Karar sayılı bozma ilamı öncesi verilen 26/03/2009 tarihli ilk hükmün yalnızca davalı vekili tarafından temyiz edildiği nazara alınarak, ilk hükümde, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13/03/2007 gün ve 2 - 63 sayılı kararında açıklandığı üzere; davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği dikkate alınmayarak davalı lehine 1.250 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğunun gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme ""1.250 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Hazinesine verilmesine"" şeklinde bir fıkra eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.