12. Ceza Dairesi 2020/478 E. , 2020/6007 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.153,99 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/316 Esas – 2015/290 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 13/03/2014 – 25/03/2015 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 19/11/2015 tarihinde kesinleştiği, davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı ve dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak 11.049,17 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapılarak belirlenen miktarın hükme esas alınması suretiyle eksik maddi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, hükmolunan tazminat miktarlarının fazla olduğuna, davanın reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik beyan ve itirazlarının dikkate alınmadığına ve yerinde görülmeyen sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 16/09/2019 tarih, 2019/4025 Esas – 2019/8802 Karar sayılı bozma ilamı öncesi verilen 24/03/2016 tarih, 2015/473 Esas – 2016/161 Karar sayılı ilk hükmün yalnızca davalı vekili tarafından temyiz edildiği dikkate alınarak, ilk hükümde davacının talebi gereğince tayin olunan tazminat miktarlarına tutuklama tarihi olan 13/03/2014 tarihinden itibaren faize hükmolunması gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, bu kez 13/03/2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. ve 2. fıkralarındaki ""gözaltı tarihinden (13/03/2014)"" ibaresinin hükümden çıkarılması ve yerlerine ""dava tarihi olan 21/12/2015 tarihinden"" ibaresinin yazılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.