Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17237
Karar No: 2019/7987
Karar Tarihi: 16.09.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17237 Esas 2019/7987 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17237 E.  ,  2019/7987 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının maliki olup müvekkili şirkete trafik (ZMSS) sigortalı aracın dava dışı ehliyetsiz sürücü idaresinde iken 19.11.2011 tarihinde sebebiyet verdiği çift taraflı kaza nedeniyle 3. kişi mirasçılarına mahkeme kararı ile hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini ve davalı hakkında başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiş, vekili duruşmada davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, gerekçede açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucunda vefat nedeniyle ödenen destekten yoksun kalma tazminatının rücuen tazminine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç
    üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    Bunun yanında, 2918 sayılı KTK"nun 20/d maddesinde “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa"nın 20/d maddesinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir. (YHGK 06.05.2015 gün ve 2013/4-2288 E- 2015/1319 K ve 06.05.2015 gün ve 2013/17-2197 E- 2015/1302 K sayılı ilamları)
    Somut olayda; davacı ... şirketine trafik sigortalı aracın dava dışı ehliyetsiz sürücü ... idaresinde iken 19.11.2011 tarihinde sebebiyet verdiği çift taraflı kazada, bu araçta yolcu olarak bulunan ... ın vefat ettiği, 2005 tescil tarihli araç maliki davalı ..."un 08.09.2011 tarihinde ... plakalı (kazaya karışan) aracı ve ... plakalı araçları satmak ve trafik kaydı gibi işlemleri yapmak üzere üzere toplam 33 kişiye noterden düzenlenmiş vekaletname verdiği, olay tarihi itibari ile zorunlu mali mesuliyet sigortasının ... tarafından yapıldığı sabittir.
    Ayrıca bu aracın ...plakalı araçla takas edildiği, üstüne 8.500,00 TL bedelin alınacağına dair kaydın bulunduğu 08.09.2011 tarihli komisyoncu ... ve davalı ... imzalı adi nitelikte oto satış sözleşmesi ile ... plakalı kazaya karışan aracın ruhsat sahibinin ... alıcının ... (imza bölümünde ... komisyoncu olarak imzalamıştır) olarak belirtildiği oto alım satım sözleşmesi ...,... da dosya içinde bulunmaktadır.
    Araçta yolcu olarak bulunan ... ile birlikte aracı kullanan ... "ın da kazada vefat ettiği, davalı ... tarafından davaya verilen cevapta “...aracın 08.09.2011 tarihinde galeriye vekalet verilmek suretiyle satıldığı, mülkiyet ve zilyetliğinin devredildiği...” belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
    Davalı tarafından aracın galeriye teslim edildiğine dair yazılı herhangi bir belge ibraz edilmemiş, az yukarıda yazılı vekaletname ile adi nitelikteki sözleşmeler sunulmuştur. Davaya konu trafik kazasında sürücü ... ve yolcu ..."ın vefat ettiği ve beyanlarının da alınamadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, 2918 sayılı Kanun’un 20/d maddesine aykırı olarak satılması için bırakılan aracın kayıt maliki dışında bir kişinin kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işletildiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunup, bulunmadığının ispatı bakımından, desteğin mirasçıları tarafından davacı ... şirketine karşı açılan ve kesinleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/149 E- 2013/283 K sayılı dosyasının getirtilmesi, ...,... "ın kazaya karışan araçla ilgili ticari defter, kayıt ve belgelerinin temin edilerek incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, birden fazla kişinin vekil tayin edildiği, ... otomotive ait satış sözleşmesinden aracın müteveffa ..."a satıldığı, dolayısıyla aracın davalı tarafından galericilik yapan dava dışı kişilere teslim edildiği, zilyedliğin onlara geçtiğinin sabit bulunduğu ve gerçek işletenin sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi