
Esas No: 2016/18360
Karar No: 2018/9431
Karar Tarihi: 24.04.2018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/18360 Esas 2018/9431 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflar vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/466 Esas sayılı dosyasında verilen yetki ile 104 ada 49 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında paydaş olarak gözüken "..." şeklindeki kaydın, nüfus kayıtlarına uygun olarak "... kızı ..." şeklinde, kardeşleri olan diğer paydaşlar ..., ..., ... ve ..."ın baba isimlerinin "" ... "" olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ne var ki; mahkemece yazılan kararda, dosyaya toplanan belgeler ve delillerin açıklanması ötesinde kararın gerekçe içerdiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Anayasanın 141. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve H.U.M.K.’nun 376. (6100 sayılı HMK."nun 186. maddesi) maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı yasanın 388.(6100 sayılı HMK."nun 297. maddesi) maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu H.U.M.K" nun 489. ( 6100 sayılı HMK"nun 294. maddesi ) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesinde; ‘’ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. ‘’ amir hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemece kurulan hükmün Anayasa ve Usul Yasasının değinilen hükümlerine uygun olmadığı, kararının gerekçe içermediği açık ve tartışmasız olduğu gibi, hükmün sonuç kısmında sadece davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulması nedeniyle hükmün infaza elverişli olmadığı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, infaza elverişli ve gerekçeli bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Davacı ile davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.