Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/4023 Esas 2017/9351 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4023
Karar No: 2017/9351

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/4023 Esas 2017/9351 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/4023 E.  ,  2017/9351 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı kadın 08.07.2014 tarihli dava dilekçesi ile delil bildirmemiş, tazminat ve nafaka talebinde de bulunmamıştır. Davalıya dava dilekçesi 16.07.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili, cevap dilekçesi verilmeden önce 07.08.2014 tarihli dilekçe ile delil bildirmiş, tazminat ve nafaka isteminde bulunmuş davalı adli ara verme sonrası 08.09.2014 tarihinde cevap dilekçesi sunmuş, davacı kadın cevaba cevap vermemiştir.
    Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır (HMK m. 141). Bu düzenlemeye göre, kanunda gösterilen istisnalar saklı kalmak koşuluyla cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri dışında hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında olup iddia ve savunmalar genişletilemez. Bu durumda; dava dilekçesinin davalıya 23.07.2013 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra cevap dilekçesi verilmeden, davacı vekili tarafından 07.08.2014 tarihli dilekçe ile delil bildirilmesi ve tazminat talebinde bulunulması usule uygun değildir. Süresi içerisinde cevaba cevap dilekçesi de verilmediği gibi davacı tarafça usulüne uygun şekilde bir ıslah da yapılmadığından, dava dilekçesinde yer alan iddiaların dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil [HMK m. 129/(1)-e, 194-(2)] bulunmamaktadır. Bu durumda, yerel mahkemenin davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkan bulunmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca; davalı erkeğe kusur yüklenmesi doğru olmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında kanıtlanamayan boşanma davasının reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.09.2017(Salı)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.