16. Hukuk Dairesi 2015/19806 E. , 2018/1671 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Kireçli Köyü çalışma alanında bulunan 201 ada 19 parsel sayılı 2.367,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmaza komşu 201 ada 20 parsel sayılı taşınmazın adına tescil edildiğini, bu taşınmaz ile davalıya ait taşınmazın murislerinden intikal ettiğini ve murisin sağlığında taşınmazları kendilerine hibe ettiğini, buna karşın tespitin hibeye uygun yapılmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 201 ada 19 parsel sayılı taşınmazın bilirkişiler.....tarafından düzenlenen 10.11.2013 tarihli krokide (A) harfi ile 72,17 metrekare yüzölçümlü olarak gösterilen kısmının tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacıya ait 201 ada 20 parsel sayılı taşınmazla tevhit edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tarafların müşterek murisleri olan anneleri ...’nın tanıklığına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme hatalı olduğu gibi varılan sonuç ta dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı ... dava dilekçesinde; kendisine ait 201 ada 20 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olup kendisinin kullanımında olan taşınmaz bölümünün ve davalı ile müştereken yol olarak kullandıkları taşınmaz bölümünün davalıya ait 201 ada 19 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit gördüğünü ileri sürerek kendisine ait olduğunu öne sürdüğü kısmın 201 ada 20 parselle tevhidi ile adına tescilini, yol olarak müşterek kullandıkları kısmın ise davalı ile birlikte adlarına tescilini talep etmiş, keşif sırasında ise talebini sınırlandırarak tek talebi bulunduğunu, kendisine ait taşınmaz ile davalıya ait taşınmazın müşterek murisleri (babaları) ... Koca’dan kaldığını, babalarının sağlığında taşınmazları kendisi ve kardeşi arasında paylaştırdığını, buna karşın tespitin gerçek duruma uygun yapılmayıp kendisi adına yazılması gereken 2,5-3 metre kısmın davalıya ait taşınmaz içerisinde tespit edildiğini ve gerçek sınırları anneleri Feride’nin bildiğini belirterek iddiasına konu kısmı hükme esas alınan 10.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü olarak göstermiştir. Şu halde dava, iddianın ileri sürülüşüne göre sınır ihtilafına ilişkindir. Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar davacı ve davalıya ait 201 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların tarafların müşterek murisinden kaldığını ve murisin sağlığında davacı ve davalıya paylaştırıldığını doğrulamakla birlikte ortak sınırı bilmediklerini, tespit bilirkişileri ise tespitte tarafların müşterek murisleri ve aynı zamanda davacının tanığı olan ... beyanına göre tespiti yaptıklarını, müşterek sınırı en iyi Feride’nin bilebileceğini beyan etmişlerdir. Davacı tanığı ... ise taraflar arasındaki ortak sınırı hükme esas alınan bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği üzere kadastro çalışmalarında tespit edilen sınır olarak göstermiştir. Hal böyle olunca; davacının davasını ispatlayamadığının anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, fen bilirkişi raporuna yanlış anlam verilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.