16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19805 Karar No: 2018/1670 Karar Tarihi: 12.03.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/19805 Esas 2018/1670 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, çekişmeli taşınmazın bir kısmının kadim yol olduğunu iddia ederek bu bölümün tapu kaydının iptali ile haritasında yol olarak gösterilmesi istemiyle dava açmıştır. Ancak mahkeme, davacının aktif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz sonucunda, davacının dava açmakta aktif husumeti bulunduğu ve hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi, yolların özel mülkiyete konu olamayacağı ve zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olmadığına dair hükümler içermektedir. Hukuk Genel Kurulu'nun 15.11.2006 tarihli ilamında ise tüm köylünün kullanımına açık kadim yolun özel mülkiyete konu edilmesi durumunda köylülerin meşru, kişisel ve güncel yararları ihlal edileceği ifade edilmiştir. Umumi köy yolları da bütün köylünün kullanımına açık kamu malı niteliğindedir.
16. Hukuk Dairesi 2015/19805 E. , 2018/1670 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu...Köyü çalışma alanında bulunan 172 ada 23 parsel sayılı 288,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bir kısmının kadim yol olduğunu öne sürerek bu bölümün tapu kaydının iptali ile haritasında yol olarak gösterilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın aktif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacının dava açmakta aktif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Davacı ..., çekişme konusu 172 ada 23 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri tarafından hazırlanan 04.06.2015 tarihli rapor ve eki haritada (C) harfiyle gösterilen bölümünün birleştiği yola komşu 172 ada 19 parsel sayılı taşınmazın maliki olup, iddiasına konu kısmın kendisi ve tüm köylülerce kadimden beri yol olarak kullanıldığını ileri sürerek çekişme konusu bölümün köy umumi yolu olduğu iddiasıyla dava açmıştır. 3402 sayılı Kanun"un 16. maddesinde yolların ilke olarak özel mülkiyete konu olamayacağı, haritasında gösterilmekle yetinileceği hükme bağlanmıştır. Umumi köy yolları da bütün köylünün kullanımına açık kamu malı niteliğindedir. Hukuk Genel Kurulu"nun 15.11.2006 tarih, 2006/14-729 Esas, 2006/723 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere tüm köylünün kullanımına açık kadim yolun özel mülkiyete konu edilmesi halinde; buradan yararlanan kişilerin meşru, kişisel ve güncel yararları, kısaca hukuki yararları ihlal edilmiş olmaktadır. Bu durumda da köy sakinlerinden bir ya da bir kaçının özel mülkiyete konu edilen yerin, yeniden yol olarak terkinini istemekte korunmaya değer hukuki yararları bulunduğu kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16. maddesinde, yollar da kamu malları arasında sayıldığı için özel kanunlardaki hükümler dışında özel mülkiyete konu olamazlar ve zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün değildir. Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere tüm köyün ve köylünün yaşama düzenini, yerleşimini yakından ilgilendiren, bütün köylünün kullanımına açık kamu malı niteliğinde bulunan ve davalı adına tapuya bağlanan dava konusu köy yolunun eski haline getirilmesinde ve bu yoldan köylülerin yararlanabilmesinin sağlanmasında, dolayısıyla tapu iptal ve terkin davasını açmakta köyde oturan ve kendi kullanımı engellenen davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu gibi; dava açmakta hukuki yararının bulunduğu da her türlü duraksamadan uzaktır. Hal böyle olunca, davacı ...’ün aktif dava ehliyetinin bulunduğunu kabulle işin esasına girilerek tarafların iddia ve delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ...’ün temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.