Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/6501 Esas 2017/3481 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6501
Karar No: 2017/3481
Karar Tarihi: 03.04.2017

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/6501 Esas 2017/3481 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, şikayetçiye ait kimlik bilgilerini kullanarak mağdurların banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik eylemlerinden suçlu bulunmuştur. Ancak, mahkeme kararında bazı hukuki hatalar bulunmaktadır. Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmasında, sanığın sahte nüfus cüzdanı ve abonelik tesis etme eylemi mağdurlar sayısınca basit nitelikte dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır. Ayrıca, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği de vurgulanmaktadır. Resmi belgede sahtecilik suçunda ise, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun bazı maddeleri karşısında mağdurların sayısına göre suçun incelenmesi gerektiği belirtilmektedir. Sahte kredi kartının kötüye kullanılması suçunda ise, iddianame içeriğinde suçun açılmamasına rağmen sanığın mahkumiyetine karar verildiği söylenmektedir.
Kanun maddeleri:
- TCK.nun 157/1, 158/1, 159/1, 40/1
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56/2, 63/4, 63/5
- CMK.nun 225/1.
8. Ceza Dairesi         2016/6501 E.  ,  2017/3481 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Hükümlülük


    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanığın şikayetçiye ait kimlik bilgilerini kullanarak mağdurlar ... ile Denizbank"a kredi kartı düzenletme eylemine ilişkin gereğinin mahallinde takdiri mümkün görülmüştür.
    I- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
    Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
    1- Sanığın, üzerine kendi fotoğrafını yapıştırarak oluşturduğu ancak aslı ele geçirilemeyen, bu nedenle aldatma yeteneği olup olmadığı tespit edilmeyen şikayetçiye ait nüfus cüzdanı ile abonelikler tesis edip mağdurlar ..., Turkcell ve ... şirketlerinden aldığı cep telefon hatlarını ve İĞDAŞ ile yaptığı sözleşme uyarınca da doğalgaz kullanması eylemlerinin mağdur sayısınca basit nitelikte dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
    2- Uygulamaya göre de;
    a- Mağdur Turkcell"e yönelik olarak söz konusu abone sözleşmelerinin dosya arasına getirtilip sözleşmelerin değişik zamanlarda yapıldığının tespiti halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b- Mağdur ..."a yönelik olarak sözleşmelerin aynı tarihli olduğunun anlaşılması karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
    c- Temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle adli para cezasına esas birim gün sayısının alt sınırın üstünde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
    II- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
    Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
    Ele geçirilemediğinden iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilemeyen sahte nüfus cüzdanını kullanarak İĞDAŞ abone sözleşmesinin imzalanması eyleminin TCK.nun 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ayrıca mağdurlar ..., Turkcell ve ..."a ilişkin olarak hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez." ve 4. fıkrasındaki "kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; mağdur sayısınca özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56/2. maddesine uyan suçun oluşup oluşmayacağı tartışılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, tek suç kabulü ile yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
    III- Sahte kredi kartının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
    CMK.nun 225/1. madde ve fıkrasındaki "hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil veya faili hakkında verilir" hükmü karşısında iddianame içeriğinde sahte kredi kartının kötüye kullanılması suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde, sanık hakkında yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,
    Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.