19. Hukuk Dairesi 2015/10282 E. , 2016/3621 K.
"İçtihat Metni"ESAS NO : ...
KARAR NO :...
T.C.
YARGITAY
... Hukuk Dairesi
ESAS NO : ...
KARAR NO : ...
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ...
TARİHİ : 12/05/2015
NUMARASI : 2013/391-2015/216
DAVACI : ...
DAVALILAR :...
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı şirketteki payını davalılar ... ve ...’ye devrettiğini, şirkete hissedarken düzenlenen teminat mektuplarından sorumluluğunun bulunmadığını, ancak kendisinden tahsilat yapıldığını, yapılan bu tahsilatın geri tahsili için başlatılan takibe de davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının sorumluluğunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı...., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı banka ile dava dışı şirket arasında 15.02.2010 tarihinde genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, davacının bu kredi sözleşmesine 80.000,00 TL limitle müteselsil kefil olduğu, 04.03.2010 tarihinde kredi limitinin artırıldığı, davacının kefaletinin şirket ortaklığı ya da süre ile sınırlı olmadığı, davacının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşmede diğer davalılar ... ve ....’nin sorumluluk doğurucu imzalarının bulunmadığı, bu sebeple davacının TBK"nın 596. maddesi uyarınca rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davalılar lehine % 20 oranında icra tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) Mahkemece davalıların icra tazminatı isteğinin kabul edildiği belirtilerek asıl alacağın yüzde yirmisi oranında 2.700,03 TL tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş ise de, davalılar yararına hükmedilen tazminat icra tazminatı değil, kötü niyet tazminatıdır. Davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, borçlunun talebi olması halinde alacaklıyı, kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum eder. İtirazın iptali davasını kazanan borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacı alacaklının yaptığı icra takibinin haksız bulunması tek başına yeterli değildir; İİK"nın 67/f.II maddesi uyarınca icra takibinin kötü niyetle yapılmış olduğunun da ispat edilmesi gerekir. Temyize konu davada ise, davacının kötü niyetle takip başlattığı ispat edilmiş değildir. Bu sebeple davalılar yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bent uyarınca davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aslı gibidir.
Karşılaştırıldı. N.A