4. Hukuk Dairesi 2017/3807 E. , 2017/7399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/12/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/04/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ve haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya teminat olarak verdiği ve kendisine iadesi gereken bononun bedel kısmına 80.000,00 TL yazılarak ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/3883 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve haciz konulan maaşından toplam 5.030,00 TL kesildiğini, bunun üzerine açtığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/270 esas sayılı menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğini, davalı hakkında açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan açılan ceza davasında hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, borcu olmadığı halde devlet memuru olarak haksız şekilde maaşına haciz konulması nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü ileri sürerek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen 09/04/2013 tarihli ilk karar, Dairemizin 16/06/2014 tarih, 2013/14786 esas, 2014/9933 karar sayılı ilamı ile “Dava konusu olaya ilişkin olarak açılan menfi tespit davasının kabul edildiği, ancak temyiz istemi üzerine bozma kararı verildiği ve halen derdest bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, anılan dosyanın bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamında işaret edilen menfi tespit davasının kesinleşmesinin beklenildiği, bekletici mesele yapılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/492 esas, 2015/746 karar sayılı ve 20/10/2015 günlü kararıyla davacının davasının kabulüyle, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/3883 sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verildiği, işbu kararın 13/05/2016 tarihinde Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda mahkemece, ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın bağlayıcı olmadığı, davacının kendi rızasıyla açığa imza attığı senedi davalıya teslim ettiği, zararın oluşmasında davacının
ağır kusurlu davrandığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği 21/05/2010 tarihli ifadesinde “Benim ...’den toplam 40.000,00 TL alacağım vardır... Her ne kadar bu alacağım 40.000,00 TL ise de 80.000,00 TL yazmamın sebebi, ... ... Tarım Aletleri A.Ş den ... adına alınan traktöre kefil olmam nedeniyledir. İleride bu borcu ödemediği taktirde icradan tahsil edecektim. Her ne kadar icraya 80.000,00 TL lik senedi koymuş isem de bunun tamamını zaten tahsil etmeyecektim” şeklinde beyanda bulunduğu, yine ... 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/335 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında 27/04/2011 tarihli celsede “olay tarihinde aramızdaki ticari ilişkiler sebebi ile müştekiye iki kez ayrı ayrı 40.000,00 TL para vermiştik. Bunun birini ben birini de ...vermişti. Ayrıca müştekinin almış olduğu traktöre ben kefil olmuştum. Müşteki bu 80.000,00 TL lik alacağımız karşılığında bize boş bir senet verdi.... Bu senedi ben kefillik için doldurmadım. Kefillik için ayrı bir senet doldurmuştuk. Bu senedi müşteki daha sonra kefillikten bizi çıkardığını ifade ederek senedi imha etti” şeklinde beyanda bulunduğu, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan netice olarak 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına 01/10/2012 günü karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; yukarıda bildirilen dava dosyaları, ceza dosyasındaki davalının çelişkili ifadeleri, tanık anlatımları ve olayın gelişimi dikkate alındığında; her ne kadar davacının açığa atılmış imzalı senedi vermekte kusuru var ise de, davalının da kötüniyetli olarak ve gerçek dışı bir bedel yazarak tahsile koymasında ağır kusuru bulunduğu nazara alınarak, davacı lehine uygun bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.