14. Hukuk Dairesi 2018/1681 E. , 2018/7371 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, 14.03.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının babaannesi ..."nun babası muris ... oğlu ... (...)"in 1914"de eşi (...) ..."dan boşanmış olarak vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak kızı ..."nu bıraktığını belirterek murise ait mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahiller vekili 10.10.2012 havale tarihli dilekçesinde ..."nun eşi ..."dan ..., ...(...) ve ... isminde üç çocuğunun bulunduğunu, ... ve ..."nin nüfus kayılarında baba adları her ne kadar "..." olarak yazmaktaysa da "..." ile muris ..."nun aynı kişi olduklarını belirtmiştir.
Asli müdahiller vekili 23.06.2014 havale tarihli dilekçelerinde ise, her ne kadar "..." ile muris ..."nun aynı kişi olduğunu beyan etmişlerse de bunların aynı kişi olmadıklarını, ... ile ..."nun evliliğinden ... (...), ..., ... isminde çocuklarının bulunduğunu, ..."in savaşa gittiğini, bekar ve çocuksuz öldüğünü, ..."nun önceki evliliğinden ... isminde bir kızının bulunduğunu, ancak ..."nin ... sülalesiyle bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davacıların söz konusu vakfın mirasçıları olmadıkları, aralarında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından aktif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekişmesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.02.1999 tarih, 1999/2-58 Esas, 1999/53 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, nüfusa kayıtlı olamayan bir kişi için de mirasçılık belgesi istenilebilir. Murise ait olduğu belirtilen tapu kayıt ve dayanak belgeleri getirtilmeli, davacıdan tanık dahil bu konuda göstereceği diğer delilleri sorulup incelendikten sonra bir karar verilmelidir.
Somut olayda; ... İli, ... İlçesi, ... Mah./ Köyü, Cilt: 1, Hane: ..., ...:3"te nüfuda kayıtlı ... ve ... kızı, ...-01.07.1888 doğumlu ..."nin ölüm hanesinde kapalı ölüm yazdığı, ..."nin eşi ..."nun sonrasında aynı yer BSN: 79"da ... ve ... kızı, ... 01.07.1910 doğumlu ... ile evlendiği, ..."nin 19.08.1972"de vefat ettiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, kök muris ..."in kızı ..."nin 1905 yılında nüfusa eşinin hanesinde tescil edildiği, anne, baba ve kardeş kayıtlarına ulaşılamadığı, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1948/127-83 E. K. sayılı ... (...)"ye ait mirasçılık belgesinde 1947 yılında vefat ettiği ve mirasçıları olarak kızları ..., ... ile kendisinden önce vefat eden kızı ..."den olma torunları ..., ..., ... ve ..."e miras payı verildiği görülmektedir. ..."ye ait nüfus kaydı dosya içerisinde ve UYAP ortamında bulunamamıştır.
Mahkemece, ..."ye ait nüfus kayıt örneği ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilmeli, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 19 cilt, 330 hane ile ilgili tapu kaydı ve ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 718 ada 10 parselle ilgili tapu kayıtları ... Arşiv Müdürlüğünden tekrar istenilmeli, ... Vakfının dayanak olan tüm kayıtlarının Vakıflar Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, 3., 18. ve 19. celselerde dinlenilen tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeli, tanıklara kök muris ..."in ölüm tarihi, öldüğü zamanki medeni durumu, çocuklarının isimleri gibi konularda netlik kazandıracak sorular sorulmalı, davacıdan tanık da dahil olmak üzere bu konuda göstereceği tüm deliller sorulup araştırılmalı ve tüm dosya kapsamına göre karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.