Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/20657
Karar No: 2018/1656
Karar Tarihi: 09.03.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/20657 Esas 2018/1656 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/20657 E.  ,  2018/1656 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu.... Köyü çalışma alanında bulunan 206 ada 4 ve 222 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar 562.29 ve 3.123,84 metrekare yüzölçümüyle vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 209 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 4.017,41 metrekare yüzölçümüyle ... adına; 220 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ise 550,49 metrekare yüzölçümüyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Davacı ..., kadastro sonucu Hazine adına tapuya kaydedilen 220 ada 5 parsel nolu taşınmazın babası ...."e ait olduğunu belirterek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece, Hazinenin terekeye karşı 3. kişi olması nedeniyle davacı tarafa, murisi..."in mirasçılarının davaya muvafakatını sağlama veya vekaletnamelerini alması ya da terekeye temsilci atanması için süre verildiği, verilen süre içerisinde ara karar gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın belirtilen taşınmaz yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemenin bu gerekçe ile usulden red kararı verebilmesi için verilen sürenin usule uygun olması, bir başka ifadeyle, yapılacak işlemlerin niteliği de göz önünde bulundurularak ilgiliye kesin ve makul bir sürenin tanınması gerekmektedir. Somut olayda, 06.01.2015 tarihli celsede davacıya murisin tüm mirasçılarını davaya dahil etmesi ve muvafakatlerini alması ya da terekeye temsilci atanması için "gelecek celseye kadar" süre verilmiş ise de, verilen süre kesin olmadığı gibi, sürenin sonucu da açıkça ihtar edilmemiştir. Bu durumda verilen sürenin usul ve Yasa’ya uygun olduğundan bahsedilemez. Hal böyle olunca, sonuç doğurmayan ihtar süresine uyulmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile 220 ada 5 sayılı parsele ilişkin hükmün BOZULMASINA,
    2) 206 ada 4 parsel ve 222 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili temyiz itirazları yönünden ise, tapuda ... adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden davalıya yapılan tebligatlar adı geçenin ölü olması sebebiyle iade edilmiştir. Bunun üzerine davacıya ..."ın veraset ilamını alarak HMK"nın 124. maddesi gereğince mirasçılarını davaya dahil etmesi için süre verilmiştir. Davacı taraf, bir sonraki celse gelerek davalı ... Topal"ın dedesi olduğunu öğrendiğini belirtmiştir. Mahkemece, "davacıya Tapu Müdürlüğüne başvurarak tapudaki isim yanlışlığını düzeltilmesini sağlamak üzere süre verildiği, ancak verilen sürede davacı tarafından Tapu Müdürlüğüne başvurulmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı olarak gösterilen ..."ın ölü olduğu belirtilerek tebligat iade edildiğine ve söz konusu taşınmazların tespit tutanağında yazılı olduğu şekilde İsa oğlu ... adlı bir kişinin mevcut olduğu belirlendiğine göre Tapu Müdürlüğünde idari işlemle isim düzeltilmesi mümkün olmayıp adı geçenin mirasçıları tespit edildikten sonra ilamın 1. bendinde açıklanan usulde dava dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmalı, bunun için davacıya kesin süre verilmeli ve sonucu da açıkça ihtar edilmelidir. Açıklanan şekilde davacıya taraf teşkilinin sağlanması amacıyla usule uygun süre verilip taraf teşkili sağlandıktan sonra mahkemece işin esasına girilerek araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu yön göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
    3) Dava konusu 209 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı, taşınmazın davalı ... adına tescil edildiğini, ancak bu kişiyi tanımadıklarını ve taşınmazla hiçbir alakası bulunmadığını, taşınmazın babası...’den mirasçılarına intikal ettiğini belirterek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Kadastro sonucu lehine tapu kaydı oluşan ..."in baba adı ve kimlik bilgisi bilinmemektedir. Davacının da dilekçesinde belirttiği gibi davalı ..."in kaydına ve adresine rastlanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, tapu kaydının incelenmesinde ..."in davacının dedesi olabilme ihtimali olduğundan ve dava konusu yer ile ilgili; davalılarının... mirasçıları dışında kalan ... mirasçısı olan kişiler, davacılarının ise... mirasçıları olacak şekilde yeni bir dava açılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK’nın 427/1. maddesinde; “Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse kendisine vesayet makamınca yönetim kayyımı atanacağı” düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının dilekçesinde bu husus belirtilmesine rağmen mahkemece davalı ... için kayyım atanması gerektiği göz önünde bulundurulup taraf teşkili sağlanmadan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Taraf teşkili dava koşularından olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulmalıdır. O halde; mahkemece öncelikle davalı ...’e kayyım atanması için dava açmak üzere davacı tarafa yetki ve süre verilmeli, bundan sonra vesayet makamınca atanan kayyım usulünce davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, sonrasında işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, taraf teşkiline ilişkin eksiklik giderilmeden yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi