20. Hukuk Dairesi 2018/4849 E. , 2018/7335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 24/05/2018 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve Arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 13/11/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacılar ... ve Arkadaşları vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı ... Yönetimi vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile 23.02.2014 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının iptali ile yeniden genel kurul yapılması için kayyım tayin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece karar iptali talebi yönünden davanın kabulüne, kayyım tayini talebi yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 04/11/2015 tarih ve 2015/297 Esas - 2015/15806 Karar sayılı ilamı ile "Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kat Mülkiyeti Kanununun 29/2. madde ve fıkrasında “Önemli bir sebebin çıkması halinde, yöneticinin veya denetçinin veya kat maliklerinden üçte birinin istemi üzerine ve toplantı için istenilen tarihten en az onbeş gün önce bütün kat maliklerine imzalattırılacak bir çağrı veya bir taahhütlü mektupla, toplantı sebebi de bildirilmek şartıyla, kat malikleri kurulu her zaman toplanabilir.” denilmiştir. Somut olayda davacılardan ..., ..., ..., ... iptali istenen toplantıya bizzat, ..., ..., ..., ... ise vekaleten katılmışlardır. Bu durumda davacıların toplantıdan haberinin olduğu ve toplantıya katıldıkları sabittir. Bilirkişi raporunda her ne kadar davacılardan ..., ... ve ..."ın müşterek malik oldukları bağımsız bölümlere ilişkin tebligat yapılıp yapılmadığının belirlenemediği tespit edilmiş ise de müşterek mülkiyete konu bağımsız bölüm maliklerinden ... ve ..."in asalaten ve ..."nın vekaleten toplantıya katıldıkları anlaşıldığından bu bağımsız bölümlere ilişkin tebligat yapılmadığından söz edilemez. Davacılardan ..., ..., ... ve ..."ın eksik imalat bedeline ilişkin alınan kararlara muhalefet ettikleri ve muhalefetlerini tutanağa geçirdikleri anlaşıldığına göre bu konular yönünden mahkemece bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme yapılarak toplantıya katılan davacılardan ..., ... ve ..."ın müşterek malik oldukları bağımsız bölümler yönünden toplantıdan haberdar olmadıkları gerekçesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 29/2 madde ve fıkrası uyarınca değerlendirme yapılıp 23.02.2014 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının tamamının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir." denilmek suretiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, somut olayda davacılardan ..., ..., ..., ... iptali istenen toplantıya bizzat, ..., ..., ..., ... ise vekaleten katıldıklarının sabit olduğu, bilirkişi raporunda her ne kadar davacılardan ..., ... ve ..."ın müşterek malik oldukları bağımsız bölümlere ilişkin tebligat yapılıp yapılmadığının belirlenemediği tespit edilmiş ise de müşterek mülkiyete konu bağımsız bölüm maliklerinden ... ve ..."in asalaten ve ..."nın vekaleten toplantıya katıldıkları anlaşıldığından bu bağımsız bölümlere ilişkin tebligat yapılmadığından söz edilemeyeceği, davacılardan ..., ..., ... ve ..."ın eksik imalat bedeline ilişkin alınan kararlara muhalefet ettikleri ve muhalefetlerini tutanağa geçirdikleri anlaşıldığına göre bu konular yönünden değerlendirme yapılması gerektiği, bilirkişi raporlarına göre imalat ile ilgili alınan kararların sitenin eksik kalan imalatlarından olduğunu, sitedeki yaşamın daha düzgün devam edebilmesi için bu imalatların yapılmasının gerektiği, bu imalatların lüks imalat olmadığı, zorunlu ve faydalı imalatlar olduğu, imalatların maliyet bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu anlaşıldığından 23.02.2012 tarihli toplantıda alınan kararların iptaline yönelik davanın reddinin gerektiği yine kayyım tayininin gerekmediği anlaşılmakla; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.630,00.-TL’nin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 13/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.