15. Hukuk Dairesi 2013/4554 E. , 2014/4255 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada 5510 sayılı Yasa"nın 81/1 (I) maddesine göre malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerinin hazinece karşılanan %5"lik kısmının hakedişlerden haksız olarak kesildiği iddia edilerek yapılan kesintilerin tahsili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava ve ıslah dilekçelerinde alacağa kesinti tarihlerinden itibaren faiz uygulanması istenmiş, mahkemece talep aynen kabul edilerek kesinti tarihleri faize başlangıç yapılmıştır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan hakedişlerden kesinti yapılması işlemini haksız fiil olarak değerlendirmek ve kesinti tarihini faize başlangıç yapmak mümkün değildir. Haksız kesintiden kaynaklanan alacaklar kesinti tarihinde muaccel hale gelmiş ise de, kesinti yapılması davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem değildir. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının yöntemine uygun ihtar ile temerrüde düşer. İhtar yoksa temerrüdün dava ve ıslah tarihlerinde oluştuğu kabul edilir. Davacı alacaklı tarafından keşide edilmiş bir ihtarın varlığı iddia ve ispat edilmediğinden temerrüt dava dilekçesinde istenen kısım yönünden davanın açıldığı 18.05.2011 tarihinde, ıslahla artrılan miktar yönünden ise ıslah harcının yatırıldığı 25.01.2013 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüdün oluştuğu tarihler gözetilerek hüküm altına alınan alacağın 15.600,00 TL"lik kısmına dava tarihinden, 5.360,31 TL"lik kısmına ıslah tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken
./..
temerrüt tarihlerinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin kesinti tarihlerinden başlatılması doğru olmamıştır. Öte yandan dava 18.05.2011 tarihinde açıldığı halde karar başlığına dava tarihinin 23.03.2012 olarak yazılması da usule aykırıdır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollaması ile mülga 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle kararın başlık kısmında “23.03.2012” olarak yazılan dava tarihinin çıkartılarak, yerine “18.05.2011” tarihinin yazılmasına, kararın hüküm kısmının “Osmaniye” kelimesi ile başlayıp “ödenmesine” kelimesi ile sona eren ilk 13 satırının karardan çıkartılarak yerine “Davanın ıslah da dikkate alınarak kabulüne, 20.960,31 TL alacağın 15.600,00 TL"lik kısmına davanın açıldığı 18.05.2011 tarihinden, 5.360,31 TL"lik kısmına da ıslah harcının yatırıldığı 25.01.2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.