4. Hukuk Dairesi 2017/3623 E. , 2017/7357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/03/2009 gününde verilen dilekçe ile dava konusu aracın davalı adına olan trafik kaydının iptal edilerek davacı adına tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, dava konusu aracın .... Trafik Tescil Şube Müdürlüğünde davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik nedeniyle davanın reddine dair verilen ilk karar davacı vekilince temyiz edilmekle, Dairemizin 22/10/2009 günlü ve 2009/11731 esas 2009/11800 karar sayılı ilamı ile, haksız eylemin ... adli yargı çevresinde gerçekleştiği dikkate alındığında davacının seçimlik hakkını doğru kullandığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı 3... plakalı 1993 model .... marka otomobilin oto kiralama sözleşmesi ile dava dışı . .. isimli şahsa kiraladığını, bu şahıs tarafından da davacı adına sahte vekaletname tanzim edilerek, davacının hiç tanımadığı, davacı adına vekaleten hareket ettiğini belirten...isimli bir şahıs tarafından, ... 58. Noterliğinin 28/06/2007 tarihli araç satış sözleşmesi ile 7.250,00 TL bedelle davalıya satıldığını, aracın, devam eden ceza soruşturması sırasında yediemin sıfatı ile davacıya teslim edildiğini belirterek, aracın, davalı adına olan ... Trafik Tescil Şube Müdürlüğündeki kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davalının, dava konusu aracı, vekaletnameye güvenerek iyi niyetle satın aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozma sonrası, satışa konu vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen raporda; davaya konu ... 29. Noterliğince tanzim edilmiş 30/05/2007 tarihli ve .... yevmiye numaralı vekaletname üzerindeki davacı adına atılı imzaların, mevcut mukayese imzalarına kıyasen davacı ..."nin elinden çıkmadığı sonucuna varıldığından, davanın kısmen kabulü ile satış işleminin iptali ile davaya konu aracın davacıya ait olduğunun tespitine, davacının tescil kaydına yönelik düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 988. maddesi; bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyi niyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur hükmünü öngörmektedir.
Bir malın zilyedi, onu başkasına emanet etmiş olmayıp, çaldırma, gasp, unutma gibi bir sebeple elinden çıkarmış bulunuyorsa, 3. şahıs böyle bir malı iyi niyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabı geçerli değildir. Gerçekten Medeni Kanunun 902/1. maddesi bu hususta gayet açıktır: Yedinden sirkat olunan veya kendisi tarafından kaybedilen veya rızası olmaksızın diğer herhangi bir suretle elinden alınan bir menkulün zilyedi beş sene müddet zarfında istihkak davası ikame edebilir.
Görülüyor ki kanun iyi niyetin korunması hususunda, emaneten bırakılan mallarla, sahibinin elinden rızası olmadan çıkan mallar hususunda bir ayırım yapmıştır. Bu ayırım şu düşünceye dayanmaktadır; malı başkasına emaneten bırakan kimse az çok risk altına girmiş ve emaneten verdiği şeyin alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış sayılabilir. Oysa bir malı rızası olmadan elinden çıkaran kimsenin böyle bir riske önceden katlandığı söylenemez. Böyle olunca, bir malı iyi niyetle iktisap eden 3. şahsın menfaati, malı
emaneten veren kimsenin menfaatine tercih edilmekte, rızası olmadan malını elinden çıkaran kimsenin menfaatine ise feda edilmemektedir. Sahibinin elinden rızası olmadan çıkan bir şeyi, iyi niyetli 3. şahıs bir açık artırmadan, pazardan veya bu gibi eşyayı satan bir kimseden iktisap ederse asıl mal sahibinin gerek bu şahıs, gerekse daha sonraki müktesipler aleyhinde açacağı iade davasını kazanabilmesi şöyle bir şarta bağlanmıştır; Böyle hallerde, iyi niyetli 3. şahsın bu malı iktisap etmesi için verdiği bedel, iadeyi isteyen davacı, yani asıl mal sahibi tarafından ona iade edilmelidir. Eğer bu şart yerine getirilmezse, yargıç, asıl mal sahibinin açacağı iade davasını kabul edemez. Hukuk Genel Kurulunun 25/09/2002 tarih, 2002/4608 esas, 2002/643 karar sayılı ilamında da aynı hususlara değinildiği görünmektedir.
Somut olayda; davacı aracını dava dışı bir kişiye kira sözleşmesi ile kiralamış ve teslim etmiştir. Dolayısıyla araç, araç malikinin elinden rıza ile çıkmıştır. O halde emin sıfatıyla zilyetten araç iktisap eden davalının iyi niyetli olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden; davalının, kendisini vekaletname ile davacı adına hareket eden kişi gibi tanıtan şahıs ile birlikte ve davacıyı zarara uğratma kastı ile hareket ettiğini gösterir delil ve kanaat verici emare bulunamamıştır. Mahkemece, deliller ve dosya kapsamı yanlış değerlendirilerek davalının iyi niyetinin korunmayacağı sonucuna ulaşılması doğru değildir. O halde, davacı ancak bedelini ödemek suretiyle davalıdan aracını geri alabilir. Mahkemece, birlikte infaz gözetilerek bedelin ödenmesi halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmaksızın, araç satış sözleşmesinin iptali ile dava konusu aracın davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.