Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/1078 Esas 2016/3602 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1078
Karar No: 2016/3602
Karar Tarihi: 01.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/1078 Esas 2016/3602 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalıların haksız olarak icra takibine itiraz etmeleri üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkeme, alacak miktarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ve mahkemenin hukuki yorumunun ve teknik konuların bilirkişi görüşü alınarak belirlenmesi gerektiğini belirterek hükmü bozmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Bu kararın yanlış olduğu ve alacak miktarı hesaplanırken hesap kat tarihinden önce işleyen devre faizlerinin ilave edilmesi, akdi faiz üzerinden hesaplanan faizin ana para ile kapitalizasyonu ve temerrüt faizi uygulanarak toplam alacak miktarının hesaplanması gerektiği belirtilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. Kararda, davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı belirlenirken 5/j-k maddeleri gereği üçer aylık devre faizlerinin ana paraya ilave edilerek faiz yürütülebileceği de kabul edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Ticaret Kanunu'nun 556. maddesi
- Türk Borçlar Kanunu'nun 128, 130, 149. maddeleri.
19. Hukuk Dairesi         2016/1078 E.  ,  2016/3602 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine diğer davalıların kefil olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece, 30/01/2014 Tarih, 2013/207 Esas ve 2014/23 Sayılı karar ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24/06/2014 Tarih, 2014/8890 Esas ve 2014/11681 Sayılı ilamında, "Dava konusu alacak, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece alacağın tespiti teknik incelemeyi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
    Ne var ki mahkemece alınan rapora itibar edilmeyerek re"sen hesaplama yapılarak hüküm kurulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki yorumu mahkemeye ait iade, teknik konularda bilirkişi görüşü alınması gerekir. Şayet alınan rapor dosya içeriğine uygun değil ise yeni bir rapor ya da ek rapor alınması lazımdır. Hal böyle olunca, mahkemece banka kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak davacı bankanın asıl borçlu ve müteselsil kefillerden talep edebileceği alacak miktarı belirlenerek, bankanın icra takibindeki talebi de gözetilip alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 92.948,55 TL asıl alacak, 1.333,79 TL işlemiş faiz ile 66,69 TL banka sigorta muamele vergisinden oluşan toplam 94.349,03 TL üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında dava konusu kredinin, 3 aylık devre sonlarında faiz tahakkuk ettirilmek kaydıyla borçlu cari hesap şeklinde kullandırıldığı tespit edilmiş olup, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 5/j-k maddelerinde üçer aylık devre faizlerinin ana paraya ilave edilerek tekrar faiz yürütülebileceği kabul edilmiştir. Bu durumda davacı bankanın alacağı hesaplanırken hesap kat ihtarından önce işleyen devre faizleri ilave edilerek ana paranın tespiti, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz üzerinden hesaplanan faizin ana para ile kapitalize edilmesi ve bu miktara temerrüt tarihinden takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanarak toplam alacak miktarının tespiti ile takip talebindeki miktarlar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken belirtilen ilkeler dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 01.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.