MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı aleyhine ...... SD motosikletin satımı karşılığında düzenlenen senetlerin ödenmemesi nedeniyle ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/2026 esas sayılı dosyasıyla 3.150,00 TL alacak ile 1.889,50 TL işlemiş reeskont faizi olmak üzere toplam 5.039,50 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız ve kötüniyetle itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek davalının Keşan İcra Müdürlüğü"nün 2013/2026 esas sayılı dosyasında bulunan itirazının iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı takibe konu edilen borcun ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, borçlunun yerleşim yerinin İpsala olduğu icra takibinin ise ... İcra Dairesi"nde başlatıldığı böylece yetkisiz Keşan İcra Dairesi"nde başlatılan takibin geçerli olmadığı ve dava açıldığı tarihte yetkili icra dairesinden alacaklıya bildirilmiş bir itiraz olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından davalıya satışı yapılan motorsiklet sebebiyle davalı tarafından düzenlenerek davacıya verilen senetlerin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Mahkeme yetkili icra dairesinde başlatılan bir takip olmadığı gerekçesiyle geçerli olmayan takibe yönelik itirazın iptali davası açılamayacağından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiştir. Öncelikle davalının İcra Dairesinin yetkisine yönelik usulüne uygun herhnagi bir itirazı bulunmamaktadır. Öte yandsan bir davada öncelikle görev sorununun çözümlenmesi ve mahkemenin görevsiz olduğu kanaatine varması halinde dosyayı görevli mahkemeye göndermesi gerekir.Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici ;Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
4822 sayılı kanun ile değişik; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasında "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak cıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacagı" belirtilmiştir.
Somut olayda; davalının, tüketici ve tacir sıfatı yeterince değerlendirilmemiştir. Dosyada bu konuda açıklayıcı bir bilgi bulunmadığı anlaşılmakla, davalı hakkında yeterince araştırma yapılarak, tüketici ise önce görev hususunun değerlendirilmesi gerekir. O halde mahkemece, davalının tüketici ve tacir sıfatlarına yönelik gerekli araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme nedeniyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.