9. Ceza Dairesi Esas No: 2013/15721 Karar No: 2014/8989 Karar Tarihi: 10.09.2014
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/15721 Esas 2014/8989 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak trafik cezası tutanağı düzenlenmesi sırasında memura yalan beyanda bulunması eyleminin Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan suçunu oluşturacağını belirtmiştir. Ancak, TCK'nın 267. maddesinin 7. fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden ve yeniden düzenleme yapılmadığından, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak, Mahkeme kararında TCK'nın 206. maddesi ve TCK'nın 267. maddesinin 7. fıkrasının iptali üzerine yapılması gereken düzenlemeler detaylı bir şekilde belirtilmiştir.
9. Ceza Dairesi 2013/15721 E. , 2014/8989 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 9 - 2012/296910 Mahkemesi : Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 19.07.2012 Numarası : 2011/3 - 2012/352 Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa atılı “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçunun oluşabilmesi için, failin işlemiş olduğu bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerektiği, somut olayda; sanığın trafik ceza tutanağı düzenlenmesi sırasında mağdura ait sürücü belgesini ibraz etmek suretiyle memura yalan beyanda bulunma eyleminin TCK’nın 206. maddesinde tanımlanan “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; TCK"nın 267. maddesinin 7. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve 2010/115-2011/154 sayılı kararıyla iptaline karar verilip söz konusu kararın 17.03.2012 tarih ve 28236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak hükümden sonra 17.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği ve iptal edilen fıkra ile ilgili yasal bir düzenlemenin de yapılmamış olması karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.