16. Hukuk Dairesi 2015/21356 E. , 2018/1620 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
...İlçesi Yağcılar Köyü çalışma alanı içinde yapılan uygulama kadastrosu çalışmalarında 745 parsel sayılı taşınmaz ile aynı yer çalışma alanı içinde bulunan 357 parsel sayılı taşınmaz arasında mükerrerlik oluştuğunun fark edilmesi üzerine davacı İdare vekili tarafından mükerrer kadastro işleminin iptali istemi ile dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı İdare vekili, ...Tapu Müdürlüğü"nce davacı İdare adına kayıtlı 745 sayılı parselin tapu kaydına 357 sayılı parsele mükerrer kadastro olduğu şerhi verildiğinin tebliği üzerine, yasal süresi içinde mükerrer kadastro şerhinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece “ihtilafın 2981 sayılı Yasa"nın 10/c maddesi gereğince yapılan uygulamadan kaynaklandığı ve sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmedikçe tapu sicilinde düzeltim yapılabilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22. maddesi “Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu"nun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, Tapu Sicil Müdürlüğünce re’sen iptal edilir.” hükmünü havidir. Somut olayda, Tapu Müdürlüğü’nün 01.02.2013 tarih ve 532 sayılı yazısı ile mükerrer kadastro yapılmış olduğu açıklanarak taraflara 30 gün içerisinde dava açmalarını belirten yazı tebliğ edilmiş; davacı İdare vekili tarafından da belirtilen süre içerisinde iş bu dava açılmıştır. Tapuda Veli...adına kayıtlı 357 sayılı parsel 1952 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucu oluşmuştur. 745 sayılı parsel ise 1999 tarihinde 2981 sayılı Yasa ile yapılan kadastro sonucu oluşmuştur. Dosya kapsamından, 745 sayılı parselin 2981 sayılı Yasa’nın 10/c maddesi gereğince...İl Özel İdaresi adına tespit ve tescili yapılmış ise de, yapılan işlemin aynı yasanın 10/b maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre de davanın, 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan kadastro tespitiyle mükerrer kayıt oluşturulduğu iddiasıyla yolsuz tescil nedenine dayandığı, sicile yönelik olduğu ve mülkiyet hakkından kaynaklandığı açık olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği tartışmasızdır. Bu durumda eldeki tapu iptali ve tescil davasının Adli Yargıda görülmesi ve çözüme kavuşturulması gerekir. Hal böyle olunca; öncelikle dava konusu 745 sayılı taşınmaz ile mükerrer olduğu bildirilen 357 parsel sayılı taşınmazın malikinin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan verilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacı İdare vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.