MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı; davalının müteahhit olduğunu ve ..., ... Köyü ... ... paşa Mevkiinde kain ve tapunun 47 pafta 9093 parselde yer alan taşınmaz üzerinde bulunan binanın ön cephesine kalan 25/252 arsa paylı 3 nolu daireyi ... 15 Noterliğinin 21/11/2006 tarih ve 45670 yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesiyle bedelini tamamen alarak sattığını, davalının bedelini peşin aldığı ve satış vaadi sözleşmesi ile sattığı halde üçüncü kişilere satarakta haksız kazanç elde ettiğini ve sebepsiz zenginleştiğini, sözleşme gereğince taşınmaz bedelini ödeyerek edimini yerine getirdiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile satışa konu dairenin günün rayiç bedelinin faizi ile birlikte davalıya ödetilmesine arar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece ilk olarak davanın rayiç bedel olarak belirlenen 60.000 TL üzerinden kabulü ile bu bedelin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine hüküm Yargıtay 3.Hukuk Dairesi"nin 10.09.2013 tarih 2013/12680 Esas, 2013/12425 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma sonrasi mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek söz konusu ödeme belgesi üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yine bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmazın 3.kişiye satış tarihi olan 21.06.2013 tarihindeki değeri belirlenmiş ve bu değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan, tapu devrinin sağlanmaması nedeni ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne yönelik ilk hüküm Yargıtay 3.Hukuk Dairesi"nin bozma ilamıyla bozulmuş ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmiş değildir. Bozma gerekçesinde de belirtildiği üzere taraflar arasında noterde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş olup, bu sözleşme niteliği itibariyle geçerli olduğundan, sözleşmede kararlaştırılan bedelin esas alınması gerekmektedir. Davalı satıcı, satış bedelinin daha fazla olduğunu iddia ediyor ise, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Dava konusu taşınmazın davalı tarafından 3. şahsa satıldığı tarih itibariyle ifanın imkansız hale geldiği gözetilerek, taraflar arasında imzalanmış geçerli sözleşme gereği 3. şahsa taşınmazın satıldığı tarihteki rayiç bedelinin istenebileceği gözetilmelidir. Ayrıca davalı tarafından sunulan ödeme belgesi üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde belge altında yer alan imzanın davacının eli ürünü olduğu hususu tespit edildiğine göre değerin belirlenmesinde bu hususun da göz önünde bulundurulması suretiyle bozmanın gerekleri yerine getirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tayini usule ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.