17. Hukuk Dairesi 2016/15578 E. , 2019/7847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalı ... (...) asil tarafından temyiz edilmiş, davalı ... (...) tarafından da duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.06.2019 Pazartesi günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... İnalçık (...) asil geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı ... (...) asil dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine vergi borcu nedeni ile icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak malvarlığı bulunamadığını, dava konusu taşınmazlarını önce eşi İnci"ye onun da diğer davalılara devrettiğini belirterek bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ..."nin borçlunu eşi olduğu boşanmaya rağmen birlikte yaşadıklarından, davalı Abdülkadir"in kötü niyetli olduğundan bahisle bu davalılar yönünden davanın kabulüne diğer davalılar yönünden ise bir kısım taşınmazların cebri icra yolu ile satıldığı bir kısmının ise borçlu tarafından satılmadığından bahisle reddine karar verilmiş hüküm davacı alacaklı vekili ile davalı Abdülkadir vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı Yasa"nın 25.maddesine göre taşınmazların bir kısmının 2001 ve 2002 yıllarında davalı ... tarafından satın alındığı bu satışların nam-ı müstear olarak kabul edilse bile 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçmiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptaline davasında ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır.
Somut olayda, dava konularından 2563 ada 1 nolu parsel 42 nolu bağımsız bölüm 23.06.2009 tarihinde Emlak konuttan davalı ... adına alınmıştır. Bu taşınmazın İnci adına borçlu tarafından satın alındığı yönünde bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan (ekonomik durumları vs.) taşınmazın borçlu tarafından satılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
3-Dava konularından 498 ada 28 parsel 11 nolu bağımsız bölüm ilk olarak 06.10.1999 tarihinde 1/2 hisse borçlu adına 1/2 hisse davalı ... adına alınmıştır. 24.02.200 tarihinde dava dışı İnci"nin babası ..."e satılmıştır.Her iki satış için 5 yıllık hakdüşürücü süre geçmiştir.Ancak daha sonra 02.02.2006 tarihinde tekrar İnci tarafından satın alınmış ve 13.11.2014 tarihinde davalı ..."e devredilmiştir. Bu halde öncelikle 02.02.2006 tarihindeki satışın nam-ı müstear niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeli sonra da davalı Abdülkadir"in borçlu ile yakınlık ve akrabalık ispatlanmadığından, satışın 6183 sayılı Yasanın 28/2 maddesine göre ivazlar arasında fark olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılması gerekirken anılan davalının kredi ile taşınmaz satın almasının aleyhe yorumlanmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Abdülkadir vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalı ... (...)"den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... (...) yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... (...)"ye geri verilmesine 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.