Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4894 Esas 2021/2082 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4894
Karar No: 2021/2082
Karar Tarihi: 24.03.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4894 Esas 2021/2082 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescili talebi üzerine açılmıştır. Davacı, hissedar olduğu 125 parsel numaralı taşınmazda davalının 1/2 pay aldığını belirtmiştir. Davalı ise taşınmazın önceki malikleri tarafından taksim edildiğini ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesi, davayı kabul etmiş, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme, direnme kararı vererek, 125 parsel numaralı taşınmazda kayıtlı olan 1/2 hissenin tapu kaydının iptal edilmesi ve önalım hakkı nedeniyle davacı adına tapu kaydının yapılmasına karar vermiştir. Ancak, tefhim edilen kararın hüküm sonucu ile gerekçeli kararın çelişkili olması nedeniyle, kararın bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesi
- “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi
- “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi
14. Hukuk Dairesi         2017/4894 E.  ,  2021/2082 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/06/2013 gününde verilen dilekçe ile şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/09/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, 125 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalının 01.04.2010 tarihinde 1/2 pay satın aldığını belirterek şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescili isteminde bulunmuştur.
    Davalı, taşınmazda önceki malikler tarafından taşınmazın fiilen taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın kabulüne dair bu hüküm Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/13452 Esas, 2013/5967 Karar sayılı 03.04.2013 tarihli kararı ile "..... taşınmazın satım tarihinden 30 yıl kadar önce paydaşları tarafından taksim edilerek kullanıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekir...’’ gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, 03.04.2012 tarih, 2010/487 Esas, 2012/372 Karar sayılı kararında direnilmesine, ....Kasabası 125 parselde tapuya kayıtlı taşınmazda ... adına kayıtlı 1/2 hissenin tapu kaydının iptali ile önalım hakkı nedeni ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
    Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    Somut olayda; tefhim edilen kısa kararda sadece "Direnilmesine" denilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmamış olup gerekçeli kararda davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
    Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür.
    10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmasızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
    Bu itibarla gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının yatırana geri verilmesine, 24/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.