Esas No: 2019/6268
Karar No: 2019/6482
Karar Tarihi: 25.10.2019
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs - 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6268 Esas 2019/6482 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2019/6268 E. , 2019/6482 K.
"İçtihat Metni"
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2019 tarih ve 2019/52926 sayılı yazısı ile;
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma neticesinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/02/2019 tarihli ve 2019/7123 soruşturma, 2019/3071 esas, 2019/943 sayılı iddianamenin iadesine dair Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/02/2019 tarihli ve 2019/70 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2019 tarihli ve 2019/55 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya sureti incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği,
Dosya kapsamına göre, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesince, tanık..."nın ifadesinde adı geçen ... isimli şahıs hakkında araştırma yapılmadığı ve ifadesinin alınmadığı, şüpheli hakkında Devlet birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 esasına kayıtlı kovuşturma dosyasının bulunduğu, şüphelinin eyleminin anılan kovuşturma dosyası kapsamındaki olayı kapsayıp kapsamadığının araştırılarak bağlantı bulunduğu takdirde davanın anılan Mahkemeye birleştirme talepli olarak açılması gerektiği hususunda değerlendirme yapılmadığı, bu nedenlerle suçun sübutuna etki edecek mevcut deliller toplanmadan kamu davasının açıldığından bahisle, iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de; tanık..."nın ifadesinde geçen ... hakkında, Diyarbakır 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 09/12/2018 tarihli ve 2018/3822 değişik iş sayılı kararı ile tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkartılmasına dair kararın bulunduğu, yine şüpheli hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve tasarlayarak adam öldürme suçlarından Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 esasına kayıtlı kovuşturma dosyasındaki suç tarihinin 30/08/2016 tarihi olduğu ve farklı bir olaya ilişkin olduğu anlaşılmakla birlikte, somut olayda, 10/09/2015 tarihinde Diyarbakır ili Kayapınar ilçesi Huzurevleri Mahallesi 12. Sokak üzerinde Ak Parti İl binası civarında beklemekte olan zırhlı 5 ekibine yönelik uzun namlulu silahlar ve law silahı ile gerçekleştirilen saldırıya ilişkin, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/26701 sayılı soruşturması sırasında tanık..."nın kolluk marifetiyle alınan 12/11/2017 tarihli ifadesinde, "Çözüm süreci bittikten sonra sonradan ismini öğrendiğim ... isimli şahıs çalışmış olduğum on gözlü köprü civarında bulunan cafeye gelerek beni sormuş, yanına gittiğimde bana ... (K) selamını söyledi ve parolamız üzerine bana bende bulunan law silahını almak istediğini söyledi. Bende kendisine akşam gelmesini söyledim. Akşam saatlerinde plakasını hatırlamadığım siyah Ford connect maka araç ile geldi. ... ile birlikte giderek law silahını gömmüş olduğumuz yerden çıkararak kendisine verdik. ..."in yanında ... isimli şahıs vardı...biz; ... ile birim olmadan önce anlattığına göre ...(K) isimli şahıs ile birlikte Ak Parti İl binasına silahlı saldırı düzenlediklerini, orada bulunan zırhlı polis aracına ise ...(K) silahla sıktığını söyledi..." şeklindeki beyanı ile şüphelinin anılan soruşturma sırasında kolluk marifetiyle tarafından alınan 12/11/2018 tarihli ifadesinde "...Diyarbakır il merkezinde ... isimli şahısla buluştuğumda yanımda... ve ... (K) isimli örgüt mensubu vardı. Ben bu kişilerle de tanıştım. Daha sonra ... (K) ile buluştuğumda bu örgüt mensubu bana ... isimli şahısta silahların olduğunu, bir eylem yapacağını, eylemde sıkıntılar çıktığını, benim de bu eylemde olmamı istediğini söyledi. Bende kendisine eylemde yanında olabileceğimi söyledim. ... isimli örgüt mensubu eylemin Bağlar Polis Merkezine yönelik yapılacağını ve eylemin keşfini yaptığını söyledi. Bende bunun üzerine ... isimli şahısla ... isimli arkadaşım ile birlikte gittim. Bu şahsın soyadını bilmiyorum. Ancak Alipınar köprüsünü geçtikten sonra sağ tarafta bulunan Arkadaş Lokantası isimli iş yerinde çalışıyordu...... ile birlikte ... isimli şahısla buluştum. Bu şahsa ... isimli örgüt mensubunun silahları istediğini söyledim. ... ise bize silahların hala hazır hazır olmadığını söyleyerek birkaç gün sonra tekrardan gelmemi istedi. Bende söylediği tarihte ... isimli şahsın evine tek başıma gittim. Bu gidişimde yanımda ... yoktu ve lokantada çalışıyordu. ... isimli şahıstan (1) adet Law silahı ve bu silaha ait mühimmat, yine (1) adet kaleşnikof marka uzun namlulu silah ve bu silaha ait (3) adet dolu şarjörü alarak araca koyduk. Daha sonra araç ile birlikte ... isimli arkadaşımın Şehitlik Mahallesinde bulunan evine götürdüm ve burada ... isimli örgüt mensubuna silahları teslim ettim..." şeklindeki beyanına nazaran, şüphelinin 10/09/2015 tarihinde gerçekleştirilen eylemde ...(K) adlı örgüt mensubu ile birlikte olduğu ve üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davasının açılmasına yeterli şüphenin bulunduğu cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/05/2019 gün ve ... sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY:
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/7123 soruşturma, 2019/3071 esas, 2019/943 numaralı 06.02.2019 tarihli iddianamesi ile şüpheli savunması, ... ... isimli şahsın beyanı ve fotoğraftan teşhis tutanağı, müşteki beyanları, olay yeri inceleme tutanakları, kriminal raporlar, adli sicil ve nüfus kaydı ile tüm dosya kapsamı delil gösterilmek sureti ile; 10.09.2015 tarihinde gerçekleşen olay ile ilgili olarak Diyarbakır"da Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri satın alınması taşınması bulundurulması suçlarını işlediği iddiası ile şüphelinin 5237 sayılı TCK"nın 302/1, 53/1, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1, 5237 sayılı TCK"nın 82/1-a, 35, 53/1, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1. (4 kez), 6136 sayılı Kanunun 13/2 yollamasıyla ek 5. madde ve 5237 sayılı TCK"nın 53/1, 58/9. maddelerinden cezalandırılması istenilmiştir.
İddianamede özetle; 10.09.2015 tarihinde saat 20:20 sıralarında Ak Parti il binası civarında güvenlik tedbiri alan zırhlı 5 ekibinde görevli polis memurlarının sokakta yapılan lastik yakma eylemine müdahaleleri esnasında uzun namlulu silahlar ile kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğramaları sonucunda, 4 polis memurundan 2"sinin yaralandığı, olay yerinde kullanılmaya hazır law launcher marka silah ve bir miktar kovanın ele geçirildiği, 01.11.2018 tarihinde Elazığ- Malatya karayolunda yapılan uygulama esnasında saat 16:00 sıralarında 34 BZ 3354 plakalı araçta (30) paket halinde yaklaşık (28)kg C4 tipi olduğu değerlendirilen plastik patlayıcı madde, uzaktan kumanda cihazı, (1)adet Kumanda, (4)adet fünye ile birlikte ... isimli şahsın yakalandığı ve şahıs hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2018 tarih ve 2018/26701 soruşturma sayısı ile işlem başlatıldığı, şahsın aldığı talimat uyarınca 15/16 Ocak 2018 tarihinde kendisine ait 01 GN 611 plakalı araç ile Antalya iline yaptığı patlayıcı sevkiyatında aracın şoförlüğünü yapan ... ve ... ile irtibatlı olduğu değerlendirilen ... ile ilgilide Malatya Tem Şube Müdürlüğünce gerekli işlemlerin başlatıldığı, ... ve ..."ın bu işlemler sırasında 10.09.2015 tarihinde gerçekleştirilen eylemi anlattıkları, ..."ın fotoğraf teşhis işleminde..."ın ... (K)"un selamını söyleyerek yanında ... da bulunduğu sırada lav silahı istediğini, akşam saatlerinde de ... ile birlikte gömdükleri lav silahını bulunduğu yerden çıkartarak..."a yanında ... adlı şahısta bulunmakta iken verdiklerini, ..."ın ... kod adlı şahıs ile Ak Parti il binasına saldırı gerçekleştirdiğini, ..."in polis aracına silah sıktığını anlattığını, Lice kırsalında görüştükleri örgüt mensubu ...(K)"un kendilerine ... adında birim olduklarını ve bu birimde ... ve..."ın da bulunduğunu bildirdiğini, ..."ın kod adının ... olduğunu belirterek teşhis ettiği, lav silahı ile ilgili raporun alındığının belirtildiği, olayda kullanılan bazı materyallerde parmak izi çıkan ... (... kod) adlı kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldığı, şüpheli..."ın savcılık ifadesinde Ak Parti il teşkilatı binasına eylem planı yapılmış ise de eylemin yapılamadığını, ... kod ile bu durumu görüştüğünü bu görüşmeden sonra ... kodun saldırıyı yapmış olabileceğini düşündüğünü, kolluk ifadesinde ise ... kod tarafından eylem yapma teklifinde bulunulduğunu ancak kendisinin bahane uydururak teklifi reddettiğini beyan ettiğinin belirtildiği görülmüştür.
12.02.2019 tarihinde Başkan havalesi ile kayda alınan iddianamenin, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli 2019/70 iddianame değerlendirme numaralı yasa yolu gösterilmeyen karar ile; şüpheli hakkında Malataya CBS"nin 2018/26701 soruşturma nolu dosyasında ifade veren..."nın beyanları doğrultusunda TCK"nın 302/1, 82/1-a, 35, 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve 6136 sayılı Kanunun 13/2 yollamasıyla ek 5. maddeleri uyarınca dava açılmış ise de ... isimli şahsın şüpheli ile görüştüğünde yanlarında ... isimli şahsında bulunduğu yönündeki açık anlatımları karşısında beyanda geçen ... isimli şahıs ile ilgili araştırma yapılarak... isimli şahsın beyanlarının doğru olup olmadığı ve somut olay ile ilgili bilgi ve görgüsünün bulunup bulunmadığı araştırılmadan ayrıca Uyap sisteminden yapılan sorguda şüpheli hakkında Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 Esas sayılı dava dosyasında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan mevcut kovuşturma bulunduğu gözetilerek ilgili dosya celp edilip eylemlerin aynı olayı kapsayıp kapsamadığı araştırılıp bağlantı bulunduğu takdirde davanın bu mahkemeye birleştirme talepli olarak açılması gerektiği hususu da değerlendirilmeden suçun sübutuna etki edecek bu deliller toplanmadan düzenlendiği gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verilmiştir.
04.03.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca, ... hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartıldığı, şahsın beyanına başvurulamadığı, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 esas sayılı yargılamasına konu olayın ise 30.08.2016 tarihinde Ongözlü Köprü mevkiinde bekleyen polis memurlarının park halindeki araçlarının altına bomba yerleştirilmesi hususundan ibaret olduğu, her iki olayın farklı farklı tarihlerde, farklı yöntemlerle ve farklı şahıslara karşı gerçekleştirildiğinden davaların birleştirilerek görülmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile iade kararına itiraz edilmiştir.
İtiraz merci olan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.03.2019 tarihli 2019/55 değişik iş sayılı kararı ile de; iade kararında belirtilen gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
İddianame anlatımında yer almayan, Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/3822 değişik iş sayılı 09.12.2018 tarihli 2018/765340 sayılı soruşturma dosyası kapsamında ... hakkında çıkartılan tutuklamaya yönelik yakalama emrinin bulunduğu görülmüştür.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 esas sayılı dava dosyasına konu olayla ilgili tanzim edilen, 27.03.2019 havale tarihli, fiziken sadece başlık kısmının da bulunduğu iki sayfasının gönderildiği ve UYAP sisteminde de kayıtlı evraklar arasında bulunmadığı anlaşılan 09.12.2018 tarihli 2019/6650 soruşturma, 2019/2945 esas ve 2019/905 numaralı iddianamede; şüpheliler ... ve ... hakkında, şüpheli savunmaları, fotoğraftan teşhis beyanları, müşteki beyanları, olay yeri inceleme tutanakları, kriminal raporlar, adli sicil ve nüfus kaydı ile tüm dosya kapsamı delil gösterilmek sureti ile 30.08.2016 tarihinde Diyarbakır"da Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri satın alınması taşınması bulundurulması suçlarını işledikleri iddiası ile şüphelinin 5237 sayılı TCK"nın 302/1, 53/1, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1, 5237 sayılı TCK"nın 82/1-a, 35, 53/1, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1. (4 kez), 5237 sayılı TCK"nın 174/1, 2, 53/1, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1 maddelerinden cezalandırılmasının istenildiği görülmüş ayrıca gönderilen sayfa içeriği incelendiğinde de davaya konu iddianamede de bahsedilen 01.11.2018 tarihinde Elazığ Malatya karayolunda yakalanan araç ile ilgili anlatımın yapılarak, 30.08.2016 tarihinde meydana gelen ve patlamadan imha edildiği belirtilen olaydan bahsedildiği anlaşılmıştır.
27.03.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca kesin kararın kanun yararına bozulması hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbarda bulunulması üzerine 10.05.2019 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
İddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1. maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kamu davasını açma görevi
Madde 170
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin İadesi;
Madde 174
Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.”
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre isteme bağlı olarak yapılmıştır.
Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (........., Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
İddianemenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK"nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK"nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
"Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir.
Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan âdeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir...
Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür..."
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.03.2019 tarihli ve 2019/55 değişik iş sayılı kararına konu olan ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06.02.2019 tarihli ve 2019/7123 soruşturma, 2019/3071 esas, 2019/943 sayılı iddianamede, 10.09.2015 tarihinde gerçekleşen olay ile ilgili olarak Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından cezalandırılması istenen şüpheli ... hakkında ayrıca Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 esasına kayden görülen dava dosyasında 30.08.2016 tarihli başka bir olayla nedeniyle de Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan yargılandığının anlaşılmasına göre; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun niteliği gereği anılan suça matuf elverişli/vahim eylemi oluşturan araç suçların her birinin müstakil suç vasfını muhafaza ederek TCK"nın 302/2 maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları gerekmekte ise de, fiili ve hukuki kesinti tarihinden önce işlenen tüm araç suçlar yönünden TCK"nın 302/1 maddesinin yalnızca bir kez uygulanması gerekeceğinden her iki dava dosyasının birlikte görülmesi gereğine işaret eden iade kararı ile bu karara vaki itirazın reddine dair verilen mercii kararında hukuka aykırılık görülmememiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2019 tarih ve 2019/52926 sayılı tebliğnamesindeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 25.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.