17. Hukuk Dairesi 2016/15223 E. , 2019/7846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiş, davalılar ..., ... ve ... vekilince de duruşma talep edilmiş, olmakla duruşma için tayin edilen 24.06.2019 Pazartesi günü davalılar ..., ... ve ... vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun bu taşınmazlarını diğer davalılara düşük bedeller ile sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin borcu karşılayacak mal varlığı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., ... ... ve ... vekili, müvekkillerinin kötü niyeti olmadığını ipotekli olarak satın aldıklarını belirtmiştir.
Mahkemece, dava konusu 3 adet taşınmazın aynı işlemle aynı gün borçlu davalı ... tarafından birbirleriyle akraba olan davalılar ..., ... ve ..."a satışının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, satışın batıl olduğu anlaşılmış olduğu, satışın gerçek satış olduğu yönündeki tanık beyanlarına itibar edilmediğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava koşulları yönünden incelendiğinde borcun 24.06.2009 tarihli kredi sözleşmesinden doğduğu tasarrufun bu tarihten sonra 06.11.2009 tarihinde gerçekleştiği, bir kısım borç yönünden takibin kesinleştiği 16.09.2011 tarihli haciz tutanağının İİK"nun 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu sabittir.
Davalı üçüncü kişilerin birbiri ile akraba olmaları ve aynı gün borçluya ait üç taşınmazı satın almaları mülkiyet hakkını sınrılandırılmasını gerektiren bir hal olmadığı gibi İİK"nuun 278-279 ve 280. madde anlamında bir tasarrufun iptal sebebi de değildir. Üçüncü kişiler ile borçlu arasında bir akrabalık olmadığı gibi taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında ipotek bedelleri dikkate alındığında önemli bir oransızlıkta söz konusu değildir.
Ancak, davalı üçüncü kişiler taşınmazların bulunduğu Hallaçlar mahallesi nüfusuna kayıtlı olup aynı mahallede mukim olmalarına karşın borçlu ... nüfusuna kayıtlı olup orda ikamet etmektedir. Öte yandan davalılardan ..."nin taşınmazların yakınında bulunan 37 nolu parselin sahibi olduğu belirtilmiştir. Bu halde borçlunun taşınmazı edinme sebebi ve dava konusu taşınmazlar ile 37 nolu parselin konumları incelenerek komşuluk ilişkisi giderek İİK"nun 280/1 maddesine göre üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ... ve ..."ya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.