Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10920
Karar No: 2018/6376
Karar Tarihi: 09.07.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10920 Esas 2018/6376 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, beraber iş yaptıkları kişi adına sahte çek imzalayarak resmi belgede sahtecilik suçunu işlemişti. Ancak mahkeme, sanığın suç tarihinden önceki ticari ilişkilerinde mağdurun rızası ile imza taklitlerinde bulunduğu için kastının olmadığına hükmetmedi. Bunun için önceden rıza açıklaması yapılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, suçun tespit edilebilmesi için sanığın ve mağdurun ticari ilişkilerinin daha detaylı araştırılması gerektiği vurgulandı. İkinci olarak, mahkeme zincirleme suça dâhil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verildiğinden bahsetti. Bu nedenle yeni bir hüküm kurularak karar verilmesi gerektiği belirtildi. Bu kararın dayandığı kanunlar ise 5237 sayılı TCK'nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen “resmi belgede sahtecilik” suçlarıdır. Ayrıca, TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2016/10920 E.  ,  2018/6376 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere: belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan fail de mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın beraber iş yaptıkları katılan ... adına suça konu çeki imzalayıp kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması, sanığın katılanın halasının oğlu olduğunu, ... ... isimli iş yerini 2003 yılına kadar beraber işlettiklerini, 2003 yılında ise kendisinin tamamen devraldığını, o tarihten itibaren katılana ait çekleri kendisinin imzaladığını, özellikle fatura kesilmesi gerektiği durumlarda çekle ödenilmesi istenildiğinden katılan adına çekleri kendisinin imzaladığını, suça konu çekteki imza ve yazıların kendisine ait olduğunu ve bu durumu katılanın bildiğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; benzer şekilde sanığın suç tarihinden önce katılan adına düzenlediği ve ödenmiş çekler ve senetler olup olmadığı, ... ....’nın ticari ilişki içerisinde bulunduğu şirket yetkililerinden ve ilgili bankadan da sorulmak suretiyle araştırılması, Birol Kundura isimli işyerinin 2003 ile suç tarihleri arası kim tarafından işletildiğine dair kolluk araştırması yaptırılması ve bunların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
    2-) Kabule göre de;
    a-) Sanığın katılan adına çek düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, zincirleme suça dâhil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu eylem de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu suretiyle karar verilmesi gerekeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanığın katılan adına bono düzenlemesi nedeniyle Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/690 Esas sayılı dosyasıyla mahkumiyet hükmünün kurulduğunun anlaşılması karşısında; mükerrer yargılamanın önlenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi bakımından, sanık hakkındaki bu davanın mümkünse mevcut dava ile birleştirilmesi, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı
    b-) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi