3. Hukuk Dairesi 2016/17292 E. , 2018/4165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisin 19.07.2009 tarihinde öldüğünü, hemen sonra davalı ... ve eşi ..."ın murisin maliki olduğu 2 adet "Holstein" cinsi inek ile 3 adet "..." yavrusunu ve ayrıca 350 civarında içi arı dolu kovanı ve 250 civarında boş arı kovanını "siz bunlara bakamazsınız" diyerek aldıklarını, haber vermeden sattıklarını, payına düşen bedelleri ödemediklerini, ayrıca davacı ... "ın, k2ızı olan davalı ..."a ihtiyacı nedeniyle 7 adet borç olarak bilezik verdiğini, ancak davalıların borçlarını ödemediklerini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 15,000.00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar, açılan davanın usul ve esas bakımından haksız olup, reddi gerektiğini, TBK. m. 82 uyarınca, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın geçmesiyle sona ereceğini, Muris ..."ın 2009 yılındaki vefatıyla, dava tarihi arasında 7 yıl geçmiş olmakla, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesindeki anlatılan olayların maddi gerçeğe aykırı olduğunu, borç olarak iddia edildiği gibi bilezik almadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı, TBK"nın 82.maddesinde 2 yıllık zamanaşımı süresinin düzenlendiği, bu sürenin hak sahibi olan davacının, zenginleşmeyi geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, somut olayda zamanaşımı süresinin teslimle birlikte başlamış olduğunu, bu nedenlerle zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık; davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için öncelikle alacağı doğuran hukuki sebebin tam ve doğru olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Zira; bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir. ( HMK 33. madde)
Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez.
Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelmez. Bunun bir sonucu olarak da, miras hukukundan veya sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. (HGK 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E.; 2007/350 K.; 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E.; 2010/88 K.)
Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacıların talebinin, murislerinden kalma inek ve arıların bedeline ve davalılara borç olarak verdiği 7 adet bileziğin iadesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların murisinden kalma inek ve arıların bedelinin miras payından kaynaklandığı, 7 adet borç bileziğin iadesinin ise ödünç sözleşmesinden kaynakladığı hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
Ödünç sözleşmesine dayanarak para veya misli bir şey vermiş olan kimsenin geriye verilmesi için açtığı dava TBK"nın 146. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Olayımızda da borç olarak verilen bileziklerin aynen olmadığı takdirde parasının geriye verilmesi istendiğinden zamanaşımı süresi on yıl olacaktır. Davacının miras payından kaynaklı talebine gelince, miras payları paylaştırılmadan zamanaşımı süresi işlemez. Bu bağlamda, dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresinin dava tarihine kadar geçen sürede dolmadığı açıktır.
Bu durumda mahkemece, zamanaşımı def"i reddedilip işin esasına girilmesi, ardından tüm taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; davaya konu alacağı doğuran hukuki sebeplerin tespitinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.