3. Hukuk Dairesi 2017/15071 E. , 2018/4162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılara ait taşınmaz üzerinde murisi tarafından yapılan bina bulunduğunu, ... İlçesi, ...Mahallesi, 25577 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2006/9 Esas sayılı satış dosyasında satışı yapıldığını, 22/07/2012 tarihli bilirkişi raporunda krokide A harfi ile gösterilen binanın satış bedelinde arttırıcı etki sağlayarak davalıların haksız zenginleştiğini ileri sürerek bina değerinin ihale bedeline oranı sonucu ortaya çıkan 23.258,00 TL sebepsiz zenginleşme nedeniyle oluşan alacağın davalılardan faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar cevap dilekçesinde; ihalenin kesinleştiğini, davacıların kötüniyetli olduğunu savunup; davanın reddini istemiştir. Davalı ...; zamanaşımı def"inde bulunmuş, esası bakımından da; ruhsatsız binaların satış bedeline bir etkisinin bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... İnş.Ltd.Şti. ise; zamanaşımı def"inde bulunmuş, tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağını, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, "...bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binaların esasen ekonomik ömrünü tamamladığı, satış bedeline olumlu bir etkisi de bulunmadığı mütalaa olunup, rapor mahkememizce aynen benimsendiğinden davacıların talep edebileceği bir bedel bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın reddi gerekmiştir” gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Hükmün, davacılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.10.2014 Tarih ve 2014/16230 -13419 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, davacı vekili tarafından söz konusu onama ilamına karşı yasal süresi içinde kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 19.03.2015 tarih, 2014/22004 Esas ve 2015/4499 Karar sayılı kararı ile “ mahkemece, yapılacak iş uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile öncelikle izaley-i şuyu satış tarihi itibariyle taşınmazın bulunduğu mevkii, kullanım amacı, imar durumu, diğer bedele etki edebilecek tüm etkenler gözetilmek suretiyle ve bina ile ilgili herhangi bir maliyet hesabı yapılmaksızın, taşınmaz üzerindeki bina yok farz edilerek zeminin rayiç bedeliyle, bina mevcut olduğu şekli ile rayiç bedeli ayrı ayrı belirlenmeli, bu iki değer arasında davacı lehine bir fark oluştuğunda, bunlar birbirine oranlanmalı, bu yolla bulunacak oran izaley-i şuyu satış bedeline uygulanarak, binanın arsaya kazandırdığı fark değer belirlenip, bu değerden tapudaki payları oranında davalıların sorumlulukları belirlenmeli, yok eğer binalı değer ile binasız değer arasında bir farkın oluşmadığı anlaşıldığında ise, davanın reddine karar verilmelidir. Yerel mahkemenin bu hususları nazara almaksızın verdiği red kararının bozulması gerekir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 19.04.2017 tarihli son kararında; davanın kabulü ile toplamda 23.258,00 TL"nin davalılardan arsa payları ile orantılı olarak tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
1-HMK"nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda, muhdesatın satış bedeline katkı oranı ve miktarının tespitine yönelik olarak, Dairemizin bozma kararı sonrası üç kişilik heyetten alınan 09.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda; yapılan hesaplamalarda dava konusu olan taşınmazın üzerindeki binalarla birlikte toplam değeri 1.453.347 TL, binasız değeri 1.481.235 TL olup taşınmaz üzerindeki davacılara ait A binası nedeni ile davalı arsa sahiplerinin %0,99 oranında fakirleştikleri, hem satış hem de dava tarihi itibari ile sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafından, alınan bilirkişi raporuna itiraz edilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasının talep edilmesi üzerine farklı bir heyetten alınan 17.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacıların murisine ait binanın davaya konu taşınmaza kattığı değer, sebepsiz zenginleşme tutarı ve davacıların talep edebileceği bedel 23.258,00 TL olduğu belirtilmiş, aynı bilirkişi kurulu tarafından mahkemeye sunulan 26.08.2016 tarihli ek raporda, 23.258,00 TL, davalıların arsa payları ile orantılı olarak paylaştırılmış, mahkemece bu rapor esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece iki rapor arasındaki, muhdesatın satış bedeline katkı oranı ve miktarının tespitine ilişkin söz konusu çelişki giderilmeden hüküm tesis edilmiştir
Mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan ayrıntılı Yargıtay taraf denetime elverişli Bozma ilamında açıklanan esaslar göz önünde tutularak rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.