17. Hukuk Dairesi 2016/18672 E. , 2019/7840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.06.2019 Çarşamba günü davacılar vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalılardan ... Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davalı ...’ün maliki olduğu, diğer davalı ...’un sevk ve idaresindeki aracın 07/04/2013 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan, müvekkilleri ... ve ..."ın oğlu, diğer müvekkillerinin kardeşleri ..."ın hayatını kaybettiğini, ...’ın ölümü ile birlikte davacılar olan anne ve babasının maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını,mütevefanın kardeşleri olan diğer davacıların da ani kayıp nedeniyle manevi olarak zarara uğradığını, davalı sürücü ile işleten ... arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğunu, hakkında tefrik kararı verilen davalı ... ile ölen arasında da yine işçi-işveren ilişkisi olduğunu, marketteki gazeteyi dağıtımı sırasında ölenin araca binmesiyle kazanın meydana geldiğini beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili ... için 16.000,00-TL, müvekkili ... için 14.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, ... için 45.000,00-TL, ... için 45.000,00-TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı ...’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; aracının oğlunun kullanımında iken onun uykuda olduğu sırada davalı ... tarafından anahtarının izinsiz şekilde cebinden alındığını, bir kusurunun olmadığını, anılan davalının kaza tarihinden önce müvekkilinin iş yerinden ayrıldığını, çocuklarının arkadaşı bulunduğunu, rıza ile ölenin alkollü araca bindiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili; olayda hatır taşıması bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... için 8.450,00 TL, davacı ... için 9.400,00 TL maddi tazminat talebinin davalı ... Sigorta A.Ş yönünden dava tarihinden, diğer davalılar ... ve ... bakımından ise kaza günü olan 07/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile anılan davacılara verilmesine, davacı ... için 20.000,00 TL, davalı ... için 20.000,00 TL, diğer davacı kardeşler ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza günü olan 07/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile anılan davacılara verilmesine dair verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Anayasanın 35. ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK."nun 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 Sayılı HMK."nun 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır.
Bunlar; 1) Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136) 2) Ön inceleme, (madde 137-142) 3) Tahkikat, (madde 143-293) 4) Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5) Hükümdür (madde 294.)
Mahkemece, dilekçelerin (dava-cevap-cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri) karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirilir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir (madde 139). Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder (HMK 140/1. madde). Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu teşvik özellikle yasak savma ya da kanuni gerekliliğin yerine getirilmesi amacıyla değil, sonuca odaklanmak suretiyle gerçekten tarafların uyuşmazlığı bitirmeleri yönünde teşvik edecek şekilde yapılarak bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder (HMK 140/2 madde). Bu yönde bir kanaat edinmediği takdirde; ön incelemeye devam ederek ön inceleme duruşmasının sonunda,tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür (madde 140/3).Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (madde 140/5). Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta; ön inceleme duruşması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği hususudur (madde 137/2).
Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındakiitiraz ve def"ileri inceleyerek karara bağlar (madde 142/1). Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK madde 138-142). Mahkemece ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması yada hak düşürücü süre nedenlerin gerçekleşmesi gerekir. Bir başka deyişle ön inceleme duruşmasında verilecek kararlar usule ilişkin kararlar ile sınırlı olup, davanın esası hakkında (feragat, sulh, kabul gibi davayı sona erdiren taraf işlemleri hariç) karar verilemez. Bu hususlar dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde,duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir.
Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (madde 186).
Somut olayda; 14.07.2016 tarihli karar duruşmasında, tahkikatın bittiği ve sözlü yargılama aşamasına geçileceği belirtilmeden ve taraflara bu yönde bir ihtaratta bulunulmadan karar verildiği anlaşılmış olup, mahkemece 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan davacının haklarının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik incelemeyle ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.