Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2164 Esas 2017/7240 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2164
Karar No: 2017/7240
Karar Tarihi: 15.11.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2164 Esas 2017/7240 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/2164 E.  ,  2017/7240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/11/2011 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, yersiz ödenen nakdi yardıma dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; davalının kızı... ..."ın korunmaya muhtaç çocuk statüsünde değerlendirilerek Kurum bakımına alındığını, nakdi yardım desteği verilmek suretiyle 01/02/2006 tarihinden itibaren davalı annesinin yanında bakıldığını, 01/05/2011 tarihine kadar aylık nakdi yardım ödemesi yapıldığını, davalının 30/03/2011 tarihinde kızının 2010 yılı Ağustos ayında evden ayrıldığını bildirdiğini, davalının durumu gizleyerek haksız yardım almaya devam ettiğinin sosyal inceleme raporu ile tespit edildiğini belirterek, 01/08/2010-30/04/2011 tarihleri arasında yersiz ödenen nakdi yardımların iadesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı, yardımları kızına harcadığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davalının, kızının başka biri ile yaşadığını kuruma bildirdiği, aldığı yardımları da kızına harcadığı, aksine delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 297. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiş, aynı Yasanın 298/2 maddesinde ise gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; gerekçeli kararın son paragrafında “Davalı, kızının başka birisi ile yaşadığını kendiliğinden 30/03/2011 tarihinde davacı Kuruma bildirmiştir. Davalının Kurumdan aldığı yardımları kızı... ... için harcadığı da sabittir. Aksine delil bulunmadığından davalının kızı... için verilen yardımların amacına uygun olarak kullanıldığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca davanın reddi gerekmiştir.tiği sonucuna varDavalının sarf edilDavalının kızı..."nın başka biri ile bir süre yaşayıp ayrılmış olması ... tarafından aylık bağlanmasına rağmen 2022 sayılı Yasa ile bağlanan
    aylığı da almaya devam ettiğinden haksız gelir elde etmiştir. Bu nedenle yersiz ödenen maaşları iade etmelidir. Davacı vekili, 01.06.2008-30.11.2010 döneminde ödenen 8.423,09 TL. nın % 50 fazlasıyla birlikte tahsilini istemiş ise de 6111 sayılı yasanın 17/4. maddesindeki “....% 50 fazlaya ilişkin tahsil edilmemiş tutarların tahsilinden vazgeçilir...” hükmü nedeniyle bu konudaki isteğin kabulü mümkün görülmemiş ve davanın kısmen kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.” şeklinde gerekçeye yer verilerek karar verildiği, hüküm fıkrası ile gerekçenin birbiri ile çeliştiği anlaşılmakla, hüküm fıkrası ile kararın gerekçesi arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 15/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.