(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/307 E. , 2020/1720 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2010 yılında davalı iş yerinde çalışmaya başladığını ve satış sorumlusu olduğunu, daha sonra emekli olmasına rağmen çalışmaya devam ettiğini, iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacağı taleplerinin davalıdan tahsilini, teminat olarak alınan senedin iadesini talep etmiş olup yargılamanın devamında ise dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda belirlenen ve dava dilekçesinde talep edilmeyen bakiye alacak miktarları için icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine ise davalıya karşı itirazın iptali davası açmış ve asıl dava ile itirazın iptali talepli dosya birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili asıl ve birleşen dosyaların reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre asıl dosyanın kısmen kabulüne birleşen dosyanın ise derdestlik sebebi ile reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ödenmemiş ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazık bulunmaktadır.
Davacı davalının son ay ücretini ödemediğini iddia ederek son aya ilişkin ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Ücret alacağının ödendiğinin ispatı hususunda ispat yükü iş verende olup davalı davacının son ay ücretinin ödendiği hususunda dosyaya imzalı bordro veya ücretin ödendiğini gösterir herhangi bir yazılı delil ibraz etmemiştir. Bu durumda davacının son aya ilişkin ücret talebinin kabulü gerektiği halde reddine karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
3-Dava açılması ile usul hukuku bakımından ortaya çıkan sonuçlardan birisi de derdestliktir.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 187/4. maddesinde ilk itiraz olarak düzenlenen derdestlik, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-ı maddesi uyarınca öncekinden farklı şekilde bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartı, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan haller olarak tanımlanır. Dava şartlarından birinin bulunmadığı anlaşılırsa; mahkemece, dava esastan inceleme yapılmaksızın salt bu nedenle reddedilecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/ı maddesi “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması hususunu dava şartı olarak belirtmiştir. Eldeki dava açısından derdest kabul edilebilmesi için öncelikle eldeki davadan daha önce açılmış bir davanın olması ve bu davanın da eldeki dava ile konusu, tarafları ve sebebinin aynı olması gerekir. Aynı kanunun 115. maddesi uyarınca dava şartlarının olup olmadığı mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen araştırılır.
Her iki davanın aynı sayılması için gerekli şartlar bakımından maddi anlamda kesin hüküm ile derdestlik arasında hiç bir fark yoktur. O sebeple bu dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için; maddi anlamda kesin hükümdeki gibi; her iki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. İki davanın taraflarının aynı olması için tarafların her iki davada da aynı sıfatla davacı veya davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Derdestlik itirazında dava sebebinden maksat da hukuki sebepler değil davanın dayanağını teşkil eden vakıalardır. Her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olduğu kanısına varılırsa 6100 sayılı Kanun"un 114/ı. ve 115/2. maddesine göre ise davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı bir kısım işçilik alacakları talebi ile kısmi dava açmış ve yargılama esnasında davacının talep edebileceği alacak miktarı bilirkişi raporu ile tespit olunmuştur. Davacı ise bilirkişi raporunda belirtilen alacak miktarlarının bakiye kısmı için ilamsız icra takibine başvurmuş ve 19.12.2016 tarihli ilamsız icra takibinde de borcun sebebini 27.08.2016 tarihli bilirkişi raporundaki fark alacak olarak açıkça göstermiştir. Bu durumda bakiye alacak miktarı için yapılan takip sonrası açılan itirazın iptali davasında konu artık bakiye alacak olacağı için derdestlikten bahsedilemeyecektir. Kaldı ki dosyada daha önce verilen karar Yargıtay incelemesinden geçerek bozulmasına karar verildiği için davacı her ne kadar bozma ilamından sonra ıslah yapamayacak ise de ek dava açarak bakiye alacak talebinde de bulunabilecektir. Bu husus gözetilmeden davacı tarafından açılan ve asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilen itirazın iptali davasının derdestlik sebebi ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 05.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.