Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/125
Karar No: 2014/8836
Karar Tarihi: 10.09.2014

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/125 Esas 2014/8836 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2014/125 E.  ,  2014/8836 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 9 - 2013/92475
    Mahkemesi : Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 28.12.2012
    Numarası : 2012/1123 – 2012/1328
    Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığa atılı “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği suç nedeniyle gerçekte varolan başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle kendisi hakkında yapılacak soruşturma ve kovuşturmayı engellemesi ve bu suretle de suçsuz olan bir kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlaması gerekir.
    Somut olayda;
    Dolandırıcılık suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında kendi kimlik bilgileriyle aranan sanığın araç kiralayacağı bilgisi alınması üzerine yapılan araştırma ve takip neticesinde görevli polis memurları tarafından yakalanıp ve kimliğini ibraz etmesi istendiğinde, yakalanmamak için T.. K..’a ait sürücü belgesini kullanması şeklindeki olayda kamu görevlisine kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunan sanığın eyleminin TCK’nın 206. maddesinde tanımlanan “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10.09.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/3711 hazırlık sayılı numarası ile yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli olarak aranan sanığın, olay tarihinde araç kiralayacağı bilgisi alınması üzerine araç teslimi sırasında kendisine kimlik soran görevlilere başka bir şahsa ait sürücü belgesini ibraz etmesi, kendisinin görevlilerce tanınan bir kişi olması nedeniyle yakalandığında gerçek ismini beyan etmesi eyleminin, Kabahatler Kanununun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu kanaatiyle, Sayın çoğunluğun, eylemin TCK"nın 206. maddesinde yer alan resmi belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğuna ilişkin bozma gerekçelerine karşıyım. Şöyle ki; öncelikle ortada sahte olarak düzenlenen bir resmi belge yoktur. TCK"nın 206. maddesinde yer alan suçun oluşabilmesi için sahte olarak düzenlenen bir belgenin bulunması zorunludur. İkinci olarak somut olayda sahte belgenin düzenleme ihtimali dahi söz konusu değildir. Zira sanık görevlilerce tanınan, bilinen bir şahıstır. Görevlilerce tanınan bir şahsın kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunması durumunda bu beyanın mutlaka tutanağa geçirileceği ve sahte bir resmi belgenin düzenleneceği bir varsayımdan ibarettir. Ceza hukukunda varsayıma dayalı mahkumiyet kararı kurulamaz. Üçüncüsü, TCK"nın 206. maddesinde resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunulması sonucu görevlinin yanıltılarak sahte bir resmi belge düzenlemesi cezalandırılmakta, suç ile kamuya güven ilkesinin korunması amaçlanmaktadır. Ancak doğruluğu ispat edilecek hukuki sonuç doğuracak olaylar hakkında belge düzenlenir. Belge düzenlenmesi gerekmeyen durumlarda belgenin düzenlenmesi ihtimalini yeterli görmek, bizi TCK"nın 204 – 212. maddeleri arasında yer alan ve bir evrakta sahtecilik suçu olan resmi belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunda sahte evrak olmasa bile evrakta sahtecilik suçunda mahkumiyet kararı verilmelidir sonucuna götürür ki bu kabul, suçun kapsamını çok genişletecektir. Oysa madde gerekçesinden de anlaşılacağı gibi beyanı alan memurun beyanın doğruluğunu araştırması, ondan sonra belgeyi düzenlemesi söz konusu ise bu suç oluşmayacaktır. Sanığın eylemi kamu görevlisinin görevle bağlantılı olarak sorması halinde kimliği ile ilgili gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiyi cezalandıran Kabahatler Kanununun 40. maddesi kapsamındadır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. 10.09.2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi