10. Hukuk Dairesi 2020/6922 E. , 2020/6440 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, davalıların kat maliki oldukları.... Apartmanında 05/02/2000-30/11/2007 tarihleri arasında kapıcı olarak çalıştığını iddia ile bu sürelerin sigortalı çalışma olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Hizmet tespiti davalarında, Sosyal Sigortalar Kurumu Yasal hasım konumunda olup, elde edilecek hükmün sigortalılık hakları yönünden uygulayıcısı konumundadır. Husumet konusu öncelikle halledilmesi gereken bir konu olup; Sosyal Sigortalar Kurumu yanında, tespiti istenen sürede; işyerinde, işveren olarak bulunanların tümü kendi hak alanını da ilgilendirdiğinden zorunlu dava arkadaşıdır. Zira, davanın niteliği itibariyle alınacak ilam, sonuçta SSK tarafından infaza ve böylece sigortalının bu hakkının tesciliyle sigorta primlerinin işverenden tahsiline yol açacağından sigortalıyı çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere karşı da açılması gerekir.
Eldeki dosyada, davacının hizmetlerinin geçtiğini iddia ettiği Vatansever Apartmanı’nda apartman defter ve kayıtları ile zabıta araştırmasına göre site yönetiminin varlığı sabit olduğundan dava Vatansever Apartmanı site yönetimine yöneltilmeli, yönetim kurulu başkanı davaya HMK 124. maddesi gereği dahil edilmeli ve yönetim kurulu başkanının sunacağı deliller toplanarak bir karar verilmelidir.
2- Davanın yasal dayanağı, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, mahkemece, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri de esas alınmak suretiyle kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı özel bir duyarlılık ve özenle ortaya konulmalıdır.
Davacı, davalı apartmanda kapıcı olarak çalışmasının tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece, davacının çalışmalarının sigortalı çalışma olarak tespitine karar verilmiş ise de; dosya kapsamından davacının çalışmasının part-time olduğu sabit olduğu halde kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesi hatalıdır.
Davacının çalışmalarının geçtiği apartmanın ihtilaflı dönemde kömür kaloriferi mi doğalgaz kaloriferi mi olduğu, kaloriferi kimin yaktığı, davacının kalorifer ateşçiliği belgesi olup olmadığı, her gün düzenli şekilde kalorifer yakma, çöp toplama, apartman sakinleri için alışveriş yapma, ekmek ve sair ihtiyaçlarının alımı gibi işlerini karşılama, apartmanda temizlik yapma gibi hizmetleri yerine getirip getirmediği ve yaptığı işlerin gün içinde aldığı zaman dilimi belirlenmeli, buna göre davacının günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça belirlenmeli, apartmanda uzun süre ikamet edenler arasından davacının hizmetlerini bilebilecek durumdaki kat maliki olmayan sakinlerinden de kanaat edinmeye elverişli sayıda tanık dinlenilmeli, keza civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu yada yakın yerlerde kayıtlara geçmiş işyeri sahipleri ile çalışanları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurularak uzun yılları kapsayan bu bilgilerinin doğruluğu konusunda tanıklar özenle dinlenilmeli ve bu yöndeki beyanları buna göre irdelenmeli, gerekirse bu hususlar dinlenen bu tanıklara ayrıntılı şekilde açıklattırılmalı ve böylelikle çalışma süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde sağlıklı bir biçimde ortaya konulmalıdır.
Kabule göre de, davalı SGK harçtan muaf olduğu halde diğer davalılar ile birlikte harçtan sorumlu tutulması hatalıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri ile ..."nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan Kurum dışındakilere iadesine, 12/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.