7. Hukuk Dairesi 2013/21093 E. , 2014/6331 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Samsun 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 03/05/2013
Numarası : 2013/22-2013/304
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı 25.12.2012 tarihli fesih bildiriminde belirtilen 2009 yılına ait olayların kendisiyle ilgili olmadığını ve performans düşüklüğü ve Bölge Müdürlüğünde yönetimi altındaki çalışanların gelişimine ve bölge performansının arttırılmasına katkı sağlayamadığı gerekçelerinin de gerçeğe aykırı olduğunu belirterek iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine ve diğer kanuni hakların tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş akdinin geçerli sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirkette satış üzerinden performansın belirlenmesi nedeniyle, verime dayalı iş akdinin feshinin geçerli olamayacağı, davacıya başka şekilde çalışma ve deneme imkanı verilmeden iş akdinin feshinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 139.maddesi hükmüne göre; Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceğini ayrıca ihtar eder.
Yine 140.maddesi; Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe (Ek ibare: 07/06/2012-6325 S.K./35.md) veya arabuluculuğa teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder. Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh (Ek ibare: 07/06/2012-6325 S.K./35.md) veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir hükmünü amirdir.
Somut olayda mahkemenin tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmiş olmasına karşın, 03.05.2013 günü yapılan ön inceleme duruşmasına davalı vekilinin aynı gün Bakırköy 14. İş Mahkemesinin 2010/409 E sayılı dosyasının duruşması nedeniyle huzurdaki davaya katılamayacağını, mesleki mazeretinin kabulü ile karşı tarafla sulh olmak istediklerinin karşı tarafa bildirilmesinin istenildiği yönünde PTT kanalıyla mazeret faksı çekildiği anlaşılmıştır. Mahkemece mazeret faksı okunmuş davacı tarafın mazereti kabul etmediği ve sulh olmak istemediği yönündeki beyanlarından sonra yargılamaya son verilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.Mahkemenin davalı tarafın mazeret beyanıyla ilgili bir değerlendirmesi bulunmadığı gibi HMK. 140. maddesine açıkça aykırı şekilde tarafların sulh teklifinin karşılıklı olarak detaylandırılmasına ve sonuçta sulhün teşvikinin gerektiğine ilişkin açık yasa hükmüne rağmen bu yönde taraflara fırsat verilmeden ve sonucuna göre değerlendirme yapılmadan aynı celsede davalı yokluğunda karar verilmiştir.
Yasal düzenlemelere uygun olarak ön inceleme duruşmasının gerçekleştirilmediği, tarafların uzlaşıp uzlaşamadıkları konuların belirlenmediği ve doğrudan tahkikat duruşmasına geçildiği, tarafların uzlaştığı noktalar belirlenmeksizin davacının dilekçesinde beyan ettiği hususlar kesin doğru imiş gibi kabul edilerek bu konuda davalı beyanlarına dahi başvurulmadan iddialar subüt bulmuş kabul edilerek davanın karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
Oysaki mahkemece 6100 sayılı HMK 139, 140 ve 320. maddelerinin "daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe (Ek ibare: 07/06/2012-6325 S.K./35.md) veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür” düzenlemesi karşısında usulün emredici hükümlerine aykırı olarak davalı taraf mazereti hakkında bir karar verilmeksizin davalı yokluğunda karar verilmesi yerinde görülmemiş hüküm bu nedenle bozulmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19/03/2014 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.