Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3594
Karar No: 2018/7255

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/3594 Esas 2018/7255 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/3594 E.  ,  2018/7255 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    D.DAVALI : Hazine

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi, davalı Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğü ve dahili davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Orman Yönetimi vekili 15.12.2009 havale tarihli dilekçesiyle, ... 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 1973/12 E. - 242 K. sayılı acele el koyma kararı ile 972 parsel sayılı taşınmazın davalı idare adına tapuya tesciline karar verildiğini ancak davaya konu taşınmazın 1965 yılında tapulama mahkemesinin kararı ile orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle kadastro tesbiti harici bırakıldığını sonrasında ise istimlak kararı verildiğini ileri sürerek, ... 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 1973/12 E. - 242 K. sayılı, taşınmazın davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline dair kararın iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemleriyle dava açmıştır.
    Mahkemece, kamulaştırma kararının iptali davasında idarî yargının görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, ... Hukuk Dairesinin 09/05/2013 gün ve 2846 E. - 9154 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...İstem tapu kaydının iptali ve Hazine adına orman niteliği ile tescil olup taşınmazın aynı hakkında hüküm kurulmasına ilişkindir. 16/05/1956 gün ve 1-6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu davanın görülme yeri adliye mahkemesidir. Bu itibarla işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırma yapılıp sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. " denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılamada, davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... ili, Amasra ilçesi Kum mahallesi 972 parsel sayılı taşınmazın 07/04/2015 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (D) harfi ile işaretli kısmının orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğü, dahili davalı Hazine ve davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 25.08.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması evvelce yapılmış ormanlardan mahkeme kararları uyarınca orman olan yerlerin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Yörede, 1958 yılında tapulama çalışmaları yapılarak kesinleşmiştir.
    Mahkemece 25.08.1992 tarihinde tamamlanan orman kadastrosu çalışmaları ile dava konusu taşınmazın 2/B kapsamına alınarak orman sınırı dışında bırakıldığı, 2/B uygulamasına Orman Yönetimince süresinde itiraz edilmediğinden kesinleştiği, ancak taşınmazın bir kısmının fiilen orman olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişi tarafından yörede yapılan tahdit çalışmalarına göre taşınmazın durumu değerlendirilmemiş, dosyada kısmen yer alan tahdit tutanaklarında, mahkeme kararlarının uygulandığı parsellerin orman sınırları içinde alındığını belirtilen listede dava konusu taşınmaza da yer verildiği görülmüştür. Bu haliyle alınan bilirkişi raporu taşınmazın kesinleşen orman tahdidi ve 2/B çalışmasındaki durumunu belirlemeye yeterli olmadığı gibi, mahkemenin gerekçesi de dosya kapsamına uygun değildir.
    Yine orman bilirkişi tarafından 1953 tarihli memleket haritası üzerinde yapılan incelemede çekişmeli taşınmazın taşlık, çalılık ve fidanlık rumuzlu açık alanda kaldığı, 1984 tarihli memleket haritasında ise fidanlık rumuzlu yeşil alanda kaldığı açıklanmış, eğimi ise klizimetre ile ölçülerek tespit edilmiştir. Oysa taşınmaz üzerinde yol çalışması yapıldığı, bir kısmının zeminde yol olarak kullanıldığı, bir kısmında yine kazı çalışması yapıldığı bir kısmında ise isnat duvarı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın gerçek eğiminin memleket haritalarındaki münhanilerden yararlanılarak belirlenmesi ve taşınmazın vasfının gerçek eğim durumuna göre tespiti gerekirken aksi düşünce ile taşınmazın eğiminin mevcut durumuna göre belirlenmesi doğru değildir.
    Bu nedenle; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaza ilişkin tapu kaydının üzerindeki şerhleri de belirtir son tedavül örneği temin edilerek dosya arasına alınmalı, ayrıca çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1992 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmişse, işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki keşiflerde yer almayan, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, öncelikle kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir. Yörede kesinleşmiş tahdit yoksa, memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, ...Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13.06.1989 gün iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, memleket haritaları üzerindeki münhanilerden yararlanılarak taşınmazın gerçek eğimi belirlenmeli, taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ve dayanak belgeleri getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdikleri ve taşınmazın eylemli durumu da belirlenmeli, tapulama mahkemesinin 1961/1368 – 1965/6 E. K. sayılı dava dosyasının 6100 sayılı HMK"nın 303 maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan gerekçelerle davacı Orman Yönetimi, davalı Türkiye Taşkömürü Genel Müdürlüğü, dahili davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi