Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18685
Karar No: 2014/6309
Karar Tarihi: 19.03.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/18685 Esas 2014/6309 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2013/18685 E.  ,  2014/6309 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 15/02/2013 (07/03/2014 T. Ek Karar)
    Numarası : 2011/362-2013/60

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen 07/03/2013 tarihli ek kararın, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Bilindiği üzere; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/1.fıkrasında; temyiz dilekçesinin hangi mahkemeye verilmişse o mahkemece temyiz defterine kaydedileceği ve temyiz edene ücretsiz bir alındı kağıdı verileceği,
    434/2.fıkrasında; temyiz isteği harca tabi değilse dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği, harca tabi ise harcın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı bildirilmiştir.
    Aynı maddenin 3.fıkrasında ise; temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceği, bunların eksik ödenmiş olduğunun sonradan anlaşılması halinde ise kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene çıkarılacak muhtıra ile yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemenin kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar vereceği hükmü yer almaktadır.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 25.01.1985 gün ve 1984/5-1985/1 sayılı kararında öz itibariyle; “Harca tabi olmasına karşın harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçesi hakkında HUMK"nun 2494 sayılı Kanunla değişik 434/3.fıkrası hükmü benzetme yoluyla uygulanır. Bu durumda; temyiz isteği dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde, süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise; temyiz isteğini reddi gerekir” denilmektedir.
    Görüldüğü üzere, içtihadı birleştirme kararının uygulama alanına temyiz defterine kaydolunup ta harca tabi olduğu halde hiç harç alınmamış talepler girmektedir. Zira kaleme dilekçenin tevdi edildiği temyiz defterine kayıt olgusu ile kanıtlanmış olmaktadır.
    Somut olayda mahkeme kararı davalı vekilinin yüzüne karşı 15/02/2013 tarihinde tefhim edilmiş davalı bu kararı 8 günlük temyiz süresi içinde 22/02/2013 tarihli süre tutum dilekçesi ile temyiz etmiş, dilekçe aynı gün UYAP"a kaydedilmiş ancak temyiz harcı yatırılmamış, davalı vekili 04/03/2013 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesi ile birlikte temyiz harcını ve gider avansını yatırmış, Mahkemece HUMK"nun 434.maddesi gereğince davalı vekiline muhtıra çıkarılmaksızın 07/03/2013 tarihli ek karar ile harç yatırılmadığından temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş, verilen bu karar aynı gün davalı vekiline kalemde tebliğ edilmiş, tebligat parçasının üzerine de temyiz başvurusu reddedildiği halde miktar belirtmeksizin başvuru harcı, tebligat ve diğer giderleri yatırması için bir haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekili 15/03/2013 tarihli temyiz dilekçesi ile 07/03/2013 tarihli ek kararı temyiz etmiştir.
    Davalının 22/02/2013 tarihli süre tutum dilekçesi temyiz süresi, içinde UYAP"a kaydedildiğinden ve muhtıra çekilmeden davalı vekili kendiliğinden 15/02/2013 tarihinde temyiz harcı ve temyiz giderlerini yatırdığından, mahkemenin muhtıra çekmeden temyiz başvurusunun reddine dair verdiği 07/03/2013 tarihli ek kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkemenin 07/03/2013 tarihli ek kararı bozulup kaldırılmalı, davalının 15/02/2013 tarihli mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.
    2-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    3-Davacı vekili, müvekkilinin 20/05/2008 tarihinden itibaren davalı işyerinde Adana Bölge Müdürü olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedildiğini, davalı aleyhine Adana 3. İş Mahkemesinin 2010/1023 Esas sayılı dosyası ile açılan işe iade davasında işe iade kararı verildiğini ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, kararın kesinleşmesi üzerine Adana 7. Noterliğinin 11/03/2011 tarih ve 5096 yevmiye sayılı ihtarnameyle davalının ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalıya 14/03/2011 tarihinde tebliğ olduğunu, davalının boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatını ödediğini, ancak 4 aylık boşta geçen sürenin eklenmesiyle oluşan kıdem tazminatı farkını ve işten ayrıldıktan sonraki 4 aylık sürede çalışanlara ödenen primlerin müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile prim alacağının tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının son brüt maaşının 4.300,00.TL olduğunu, Adana 3.İş Mahkemesi kararı uyarınca ilamda yer verilen tazminat, yargılama gideri ve avukatlık ücreti karşılığı olmak .../..

    üzere 16/03/2011 tarihinde toplam 29.917,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya iş akdinin feshinde 5.913,24 TL kıdem tazminatının ödendiğini, başka kıdem tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının tüm primlerinin ödendiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşen işe iade davası sonrasında süresinde yapılan başvuruya rağmen davacının işe başlatılmadığı, bu nedenle davacının boşta geçen 4 aylık sürenin eklenmesiyle belirlenen hizmet süresine göre fark kıdem tazminatını istemekte haklı olduğu, davalı işyeri kayıtlarına göre işyerinde 4 ayda bir yılda 3 kez prim ödemesi yapılmakta olup, prim ödemesi mutad ve periyodik olarak devam ettiğinden davacının fiilen çalıştığı ve bir kısmı boşta geçen döneme denk gelen son dönem primine de hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında fark kıdem tazminatı hesaplanırken önceki ödemenin faizi ile düşülmesi gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık vardır.
    İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin Kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.
    Somut olayda, iş sözleşmesi devam ederken işçiye çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılacağından, işe iade kararı sonrasında işçinin işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe göre hesaplanan kıdem tazminatından, daha önce avans olarak ödenen miktarın yasal faiziyle birlikte mahsup edilmesi gerekirken, yasal faizi hesaplanmadan mahsup edilmesi hatalıdır.
    O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan 07/03/2013 tarihli ek kararın bozulup ortadan kaldırılmasına, davalının 15/02/2013 tarihli karara yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle 15/02/2013 tarihli kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi