10. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5540 Karar No: 2019/4669 Karar Tarihi: 02.07.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/5540 Esas 2019/4669 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm giydiğini ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı için mahkûmiyetin devam ettiğini belirtti. 6545 sayılı kanunun TCK'nın 191/4 (a) maddesindeki \"ısrar\" koşulunun olayda uygulanamadığını ancak sanığın yükümlülüklerine uymamada ısrar ettiği için bu hüküm gereğince infazın sonlandırıldığını kaydetti. Sanığın daha önce benzer bir suçtan aldığı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı belirtilerek, yeni kanun maddelerinin sanığa uygulanmayacağı vurgulandı. Hükmün tüm deliller göz önünde bulundurularak vicdani bir şekilde verildiği ve sanık tarafından gerçekleştirildiği kesinleşen suç tipi ile yaptırımların doğru belirlendiği sonucuna varılarak, temyiz itirazlarının reddine karar verildi. Kanun maddeleri: TCK'nın 191/4 (a) maddesi, denetimli serbestlik hizmetleri yönetmeliği 44/3 ve 6545 sayılı kanunun 68. maddesi ve 5320 sayılı kanuna eklenen geçici 7. madde.
10. Ceza Dairesi 2017/5540 E. , 2019/4669 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm-Karar : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191/4 (a) maddesindeki "ısrar" koşulunun olayda uygulama yeri bulunmadığı, sonradan yürürlüğe giren bu kuralın infaza başlandıktan sonraki dönemle ilgili olduğu ve 28/06/2014 tarihinden sonra başlanacak infaz işlemlerinde uygulanabileceği anlaşılmakla birlikte; sanığın, hakkındaki 2012/52 esas ve 2013/8 karar sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına ilişkin olarak, 20/02/2014 tarihli eğitim programına gelmemesi üzerine 20/02/2014 tarihinde uyarılmasına rağmen, 27/03/2014 ve 15/05/2014 tarihli eğitim programlarına katılmaması nedeniyle infaz dosyasının kapatılarak mahkemeye bildirildiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44/3. maddesinde öngörülen "Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır" hükmü uyarınca, sanığın yükümlülüklerine uymamada ısrar ettiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 02/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.