10. Ceza Dairesi 2017/5815 E. , 2021/2939 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : BİNGÖL Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde:
1-Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK "nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda dava konusu suç, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu ancak örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı; 6763 sayılı yasa ile değişiklikten önceki CMK"nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Suçun sübutunun tespiti için sanıklardan uyuşturucu madde alma - temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi ise CMK"nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Gerekçeli kararda, suç tarihinin "01/03/2012 (Sanık ...), 02/03/2012 (Sanık ...), 05/03/2012 (Sanıklar Erhan ve Mesut)" yerine "01/03/2012" olarak yazılması,
3-Sanıkların gözaltında geçirdikleri sürelerin TCK 63. maddesi gereğince cezalarından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı
ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
B-Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde:
1-Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK "nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda dava konusu suç, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu ancak örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı; 6763 sayılı yasa ile değişiklikten önceki CMK"nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Suçun sübutunun tespiti için sanıktan uyuşturucu madde alma - temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi ise CMK"nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 karar ve 2014/848 esas ve 2015/136 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere; gizli soruşturmacının 02.03.2012 tarihinde sanıktan suç konusu uyuşturucu maddeyi satın alması üzerine sanığın ""satmak için uyuşturucu madde bulundurma"" suçu belirlenmiş ve bu suçun delili elde edilmiştir. Buna rağmen, gizli soruşturmacının sanıktan 05.03.2012 tarihinde tekrar uyuşturucu madde satın alması gereksiz olduğu gibi görevi kapsamında da değildir. Öte yandan, gizli soruşturmacıların asıl görevi ""uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak"" değil, ""suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir."" Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden çok kez uyuşturucu madde satın alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir ""alım-satım"" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının, TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3-Gerekçeli kararda, suç tarihinin "01/03/2012 (Sanık ...), 02/03/2012 (Sanık ...), 05/03/2012 (Sanıklar Erhan ve Mesut)" yerine "01/03/2012" olarak yazılması,
4-Sanığın gözaltında geçirdiği sürelerin TCK 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 02.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.