23. Hukuk Dairesi 2015/3799 E. , 2017/2748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan bozma ilamına uyularak yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 27.02.2007 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin 11. maddesinde anlaşmaya uymayan taraf veya ihlâl edenin, diğer tarafa mevcut arsa üzerindeki bir adet dairenin rayiç değerinin yarısı kadar cezai şart ödemekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, buna rağmen inşaatın sözleşmede belirlenen otuz ay içerisinde bitirilmediğini ileri sürerek, sözleşmeye konu cezai şartın belirlenip davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili talebini ıslah ederek 99.137,50 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki tüm hisselerini başkalarına sattığını, dava açma hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın husumet nedeni ile reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 26.09.2013 gün ve 2011/195 esas, 2013/42 karar sayılı ilamı ile, "... mahkemece, davacı ile davacı tanıkları ... ile ... dinlenerek, arsa sahibinin sözleşmeden kaynaklanan haklarını tapuda devir yaptığı bu kişilere devredip devretmediği sorulup, varsa yazılı temlik sözleşmesinin sunulmasının sağlanması, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde yeterince durulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır" denilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan inceleme neticesinde, inşaatın belirtilen süre içerisinde tamamlanmadığı, sözleşmenin 10. maddesinde cezai şart bedelinin rayiç değerin yarısı kadar olacağının belirtildiği, bir adet dairenin rayiç bedelinin 198,275,00 TL olarak belirlendiği ve yarısının 99.137,50 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... ve ... vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, taraflar arasında imzalanan 27.02.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin 10. maddesinde de ""anlaşma şartlarına uymayan taraf veya ihlâl eden diğer tarafa mevcut arsa üzerindeki 1 adet dairenin rayiçdeğerinin yarısı kadar cezai şart ödemekle yükümlüdür. Daire bedelinin 50.000,00 YTL olduğu..."" şeklinde cezai şart öngörülmüştür. İş bu maddede taraflar ifaya eklenen cezayı maktu olarak ittifakla belirlemiştir.
Davacı ise dava konusu arsadaki paylarını üçüncü kişilere devretmiş olmasına rağmen sözleşmeden kaynaklanan haklarını temlik etmediğinden sözleşmede kararlaştırılan maktu cezai şartı yüklenicilerden talep edebilecektir. Bu çerçevede sözleşmede kararlaştırılan 50.000,00 TL"nin yarısı olan 25.000,00 TL"ye hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.