11. Ceza Dairesi 2016/5398 E. , 2018/6305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A-5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; 213 sayılı Kanunun 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaaya uygun olarak 03/04/2013 tarihli iddianame ile sanık hakkında, “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçundan kamu davası açıldığı, “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan “sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeksizin, iddianame dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan sahte fatura düzenlemek suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
B- Sanığın ‘‘2008 yılı Eylül ayından 2009 yılı Ekim ayına kadar Sincan L2 Cezaevinde tutuklu olduğunu, gayri resmi ortağı ... ..... tarafından şirketin çalıştırıldığını, kendisi ile görüştüğünde ‘malzemelerin fiili olarak alındığını, faturalarının daha sonra adrese geldiğini, rakamı büyük olan faturaların da vergi dairelerinden alınma tahakkuk fişlerini istediğini’ söylemiş olduğunu, kesinlikle iddia edilen suçu işlemediğini’’, savunması; vergi inceleme raporu içeriğine göre vergi müfettişine ‘‘faturaların gerçek alışlara dayandığını’’ beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
1) Sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması karşısında dosyada asılları bulunan suça konu faturaların incelenerek 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi;
2-Faturaların zorunlu unsurları içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, sanığın beyanında adı geçen Bülent Küstüoğlu"nun tanık olarak dinlenilmesi ve söz konusu faturalarda belirtilen malların fiilen alınıp alınmadığı ve sanığın faturaların sahteliğini bilebilecek durumda olup olmadığının araştırılması,
b) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre; hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.