Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda takip konusu bonoyu alacaklının, şirket bünyesindeki hisselerini kendilerine devretme koşulu ile verdiklerini ancak bu hisseleri devretmediğini öne sürmüştür. Alacaklı tarafın Asliye Ticaret Mahekmesine vermiş olduğu ihtiyati haciz dilekçesinin olaylar bölümünde aynen "müvekkilim şirketteki hisselerin devrine karşılık ekte sunulu bono verilmiş ve vadesinde ödenmemiştir. Müvekkil ile borçlular arasında yapılan bu hisse devrinden dolayı verilen senedin tahsil edilmemesi ve ihtiyati haciz istenen şirketen devredilme durumunun sözkonusu olması nedeniyle ihtiyati haciz isteme zorunluluğu bulunduğunu" öne sürmüştür.Borçlu tarafın iddiası alacaklı vekilinin yukarıda açıklanan dilekçesi ile doğrulanmıştır. Bu durumda takip konusu bononun TTK.nun 688/2. maddesinde öngörülen ve kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermediğinden işbu bonoya dayalı alacağın varlığı yargılamayı zorunlu kıldığından mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.