Esas No: 2019/8002
Karar No: 2019/6413
Karar Tarihi: 18.10.2019
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/8002 Esas 2019/6413 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.08.2019 tarih ve 2019/80871 sayılı yazısı ile; Askeri hizmete mahsus bir şeyi hususi menfaatlerinde kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/02/2018 tarihli ve 2018/246 soruşturma, 2018/610 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın o yer Cumhuriyet Başsavcısı tarafından soruşturma aşamasındaki birtakım eksikliklerin ikmâl edilmesi maksadıyla iade edilmesini müteakip, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 03/08/2018 tarihli ve 2018/246 soruşturma, 2018/2605 esas, 2018/560 sayılı iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/08/2018 tarihli ve 2018/434 esas, 2018/368 sayılı kararı sonrasında, bahse konu olay ile ilgili olarak daha önce verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonrasında yeni delil elde edilmediği ve usulüne uygun açılmış bir kamu davası bulunmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2018 tarihli ve 2018/681 esas, 2018/588 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2018 tarihli kararı ile dava konusu olay ile ilgili olarak daha önce verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonrasında yeni delil elde edilmediği ve usulüne uygun açılmış bir kamu davası bulunmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
1- 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"nun 5/1. maddesinde yer alan “… ağır ceza Cumhuriyet Başsavcıları, merkezdeki Cumhuriyet Savcıları ile bağlı ilçe Cumhuriyet Başsavcıları ve Cumhuriyet Savcıları üzerinde, gözetim ve denetim hakkına sahiptir” şeklindeki, benzer şekilde 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun "Cumhuriyet Başsavcısının Görevleri" başlıklı 18. maddesinde yer alan, “Cumhuriyet başsavcısının görevleri şunlardır: 1. Cumhuriyet Başsavcılığını temsil etmek, 2. Başsavcılığın verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak, iş bölümünü yapmak, 3. Gerektiğinde adli göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısının; ağır ceza mahkemesinin yargı çevresinde görevli Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet Başsavcı vekilleri, Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır. Asliye ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının o yer yargı çevresinde görevli Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır." şeklindeki, 5235 sayılı Kanunun "Cumhuriyet Savcısının Görevleri" başlıklı 20. maddesine göre, "Cumhuriyet savcısının görevleri şunlardır: 1. Adli göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak, 2. Cumhuriyet başsavcısı tarafından verilen adli ve idari görevleri yerine getirmek, 3. Gerektiğinde Cumhuriyet başsavcısına vekâlet etmek, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. Aynı yerde görev yapan Cumhuriyet başsavcı vekili bulunmadığında, Cumhuriyet Başsavcısına vekâlet edecek olanı Cumhuriyet başsavcısı belirler." şeklindeki düzenlemeler ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kovuşturmaya yer olmadığına dair karar başlıklı 172. maddesinde yer alan "(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. (2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. (3) (Ek: 11/4/2013-6459/19 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi halinde yeniden soruşturma açılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Cumhuriyet Başsavcısının Cumhuriyet Savcısı üzerinde denetim ve gözetim yetkisinin bulunduğu hususunda kuşku bulunmadığı, bu yetkinin idari görev kapsamı ile sınırlı bulunduğu ileri sürülebilir ise de, Cumhuriyet Başsavcılıklarının bir bütün olduğu ve Cumhuriyet Başsavcısının bu bütünlüğü koruyarak Başsavcılığın verimli ve düzenli çalışmasını sağlamakla mükellef olduğu, bu kapsamda Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen kararın görüldü işlemini de yapmasının yetki ve görevleri arasında bulunduğu, ancak bu işlemin, Cumhuriyet Savcısının işlemlerinin Cumhuriyet Başsavcılığı adına tanzim edildiği ve her bir mahkeme karşısında tekil olarak Cumhuriyet Savcısının değil Cumhuriyet Başsavcılığının bir bütün olarak bulunduğu, dolayısıyla bu görüldü işleminin mahkemelerin veya hakimliklerin kararlarına karşı yapılan görüldü işlemlerinden ayrı ve bağımsız olarak Cumhuriyet Başsavcılığının bütünlüğü içerisinde gerçekleşen işlemden ibaret olduğu, Cumhuriyet Başsavcısı tarafından görüldü yapılmak üzere gönderilen karar üzerinde yapacağı görüldü işlemi her ne kadar söz konusu kararın kurucu unsurlarından değil ise de, kararın görüldü yapılmadan kesinleşmesinin söz konusu olmadığı gibi esasen ortada henüz hukuk düzeninde doğmuş bir kararın da bulunmadığı, zira Cumhuriyet Başsavcılığı adına hukuk düzeninde doğacak olan kararın henüz Başsavcılığı temsil eden makam tarafından hukuk düzenine katılmadığı, Cumhuriyet Başsavcısının bu kapsamda Cumhuriyet Savcısının kararı üzerinde esasını değiştirmeye yetkili bir makam gibi red işlemi yapamayacağı ancak kararın esas sahibi Cumhuriyet Savcısının yeniden bir değerlendirme yapmasını sağlayabileceği, bu aşamada kararın niteliğinin değişmesi söz konusu olmadığı gibi yetkinin de halen Cumhuriyet Savcısında bulunduğu değerlendirilmekle;
Dosya kapsamına göre, Cumhuriyet Savcısı tarafından elektronik imza ile imzalanan ancak görüldü işlemleri sırasında yeniden değerlendirilmek üzere gönderilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından eksikliğin anlaşılması üzerine, soruşturmaya devam edildiği, soruşturma sonucunda da iddianame düzenlendiği, görüldü işlemi sırasında Cumhuriyet Başsavcısının gerekçesi ile birlikte yeniden değerlendirmek üzere dosyayı iade yetkisinin bulunduğu ancak bu yetkinin elbette ki hukuki değerlendirmeye yönelik olamayacağı ancak hukuk düzeninde var olacak evrakın da Cumhuriyet Başsavcılığı adına düzenlenmiş olacağının da gözetilmesi gerektiği, dolayısı ile ortada henüz tamamlanmış bir karardan söz edilemeyeceği gibi anılan kararın görüldü ve imza aşamasının bu şekilde kalması durumunda da taraflara tebliğe çıkarılmasının mümkün olmadığı; kaldı ki kararın şüpheliye tebliğ edilmediğinden kovuşturmaya yer olmadığı kararının da kesinleşmediği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” şeklindeki düzenlemede ceza mahkemelerinde yapılan yargılama neticesinde verilebilecek hüküm türlerinin gösterildiği, maddenin devamında ise bahse konu kararların hangi hallerde verilebileceğinin kesin bir şekilde belirtildiği, Mahkemece yargılama yapılarak, 5271 sayılı Kanun"un 223. maddesinde gösterilen hüküm türlerinden biri ile karar vermek zorunluluğu bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2018 tarihli ve 2018/681 esas, 2018/588 sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 22.07.2019 gün ve 94660652-105-17-6758-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
OLAY:
15.10.2017 tarihli ... başvuru evrakına istinaden şüpheli ... hakkında "askeri hizmete mahsus bir şeyi hususi menfaatinde kullanmak" suçundan yapılan idari tahkikat neticesinde düzenlenen evrakın soruşturma açılmak üzere Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığının 05.02.2018 tarihli 2018/246 soruşturma no"lu 2018/610 sayılı kararı ile suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesi ile şüpheli hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Uyap sisteminde yapılan incelemede işlem kütüklerinde 05.02.2018 tarihinde oluşturularak aynı gün Cumhuriyet savcısınca imzalanan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın 08.02.2018 tarihinde Cumhuriyet Başsavcısınca saat 14:30"da yapılan görüldüsünde eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığından bahisle iade edildiği anlaşılmıştır.
Süreçte ise şüphelinin suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, hakkında soruşturma izninin usule uygun olarak alınmadığı gibi soruşturmanında usule uygun yapılmadığına ve yapılan devriye faaliyetinin ise sözlü emirle yetkisi dahilinde yerine getirildiğine dair dilekçelerinin ve eki belgelerin dosya içerisinde bulunduğu görülmüştür.
Soruşturma sonucunda 03.08.2018 tarihinde Cumhuriyet savcısınca şüpheli hakkında askeri hizmete mahsus bir şeyi hususi menfaatlerinde kullandığı iddiası ile ASCK"nın 130/1 ve 5237 sayılı TCK"nın 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.
Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince 15.08.2018 tarihinde iddianamenin kabulüne karar verilmesine müteakip aynı tarihte tensiben verdiği ve 2018/434 esas 2018/368 karar sayılı 15.08.2018 tarihli gerekçeli ilamında da belirtildiği şekilde CMK"nın 4/1, 5/1 maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 10, 11 ve 12. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Çanakkale Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Karar 18.09.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/681 esas, 2018/588 karar sayılı 28.09.2018 tarihli ilamı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verilmesine müteakip CMK"nın 172/2 maddesindeki seçeneklerin hiç birisinin gerçekleşmediği, iddianamede yeni delil elde edildiğinin ileri sürülmediği gibi dosyada yeni bir delilinde toplanmadığı, usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davasının bulunmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına dair istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildiği ve kararın 20.10.2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
17.04.2019 tarihinde Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne kesinleşen kararın kanun yararına bozulması hususunda ihbarda bulunmuştur.
Kanun yararına kararın bozulmasının istenilmesine dair 22.07.2019 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine müteakip yapılan istem üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Askeri Ceza Kanunu kapsamında işlendiği iddia edilen suça yönelik Cumhuriyet savcısınca tanzim edilen takipsizlik kararının Başsavcı görüldüsü ile iade edilmesine müteakip hazırlanan iddianame kapsamında usule uygun kamu davası açılıp açılmadığı ve Cumhuriyet Başsavcısının denetim ve gözetim yetkisinin mahiyeti ile ilgili olan uyuşmazlığa konu istemde öncelikli hukuki sorunun istemi inceleme görev ve yetkisinin Dairemizde olup olmadığıdır.
İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER ŞU ŞEKİLDEDİR;
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Kararı
II) YARGITAY CEZA DAİRELERİ İŞ BÖLÜMÜ
A) ORTAK HÜKÜMLER
1) Bu iş bölümü, Resmi Gazete’de yayımlanmasını izleyen ay başından itibaren yürürlüğe girer.
2) Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup, temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.
3)İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli ceza dairesine gönderilir.
...
6) Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkumiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.
...
10) 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda düzenlenip yaptırım bakımından Türk Ceza Kanununa atıf yapılan suçlara ilişkin olağan ve olağanüstü yasayolu incelemesi; 1632 sayılı Kanunda yer alan ağırlatıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin atıf yapılan suça ilişkin temyiz davasına bakmakla görevli olan dairece, yaptırımı müstakilen 1632 sayılı Kanunda düzenlenen suçlara ilişkin ise Yargıtay 19. Ceza Dairesince yapılır.
ONALTINCI CEZA DAİRESİ
...2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunundan kaynaklanan suçlar,...
07.12.1994 gün ve 4053 sayılı Kanun ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesine eklenen fıkra gereğince, 3953 sayılı Kanuna göre ve Askeri Yargıtay"dan gönderilen dava ve işler ile aynı Kanun uyarınca adli yargı mercilerine devredilen dava ve işlerden temyizen intikal edecek olan işler
ONDOKUZUNCU CEZA DAİRESİ
İstisnalar hariç olmak üzere Özel Ceza Kanunlarından veya Kabahatler Kanunundan doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlar ve kararlar ile 11.04.2013 ile 28.06.2014 tarihleri arasında işlenen 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun tütün, tütün mamulleri ile her türlü alkollü içki kaçakçılığı suçları ile akaryakıt kaçakçılığı suçlarına ilişkin Kanunun 3/10, 11, 12 ve 18. madde ve fıkralarında düzenlenen suçlardan kaynaklanan işler.
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kanun yararına bozma istemine konu olan istemin incelemeye dayanak teşkil eden karar içeriği ve niteliğine göre, Askeri Ceza Kanununun 130. maddesinde düzenlenen Hizmete mahsus eşyayı tahrip ve terk ve kaybedenler suçu kapsamında verilen kararlara yönelik uyuşmazlığa, Resmi Gazete"de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne ilişkin 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Kararı uyarınca, işin incelenmesinin Yüksek 19. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.
SONUÇ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2019 tarih ve 2019/17889 sayılı istemi, 31 Ocak 2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı kararına göre işin incelenmesi Yüksek 19. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 18.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.