10. Hukuk Dairesi 2020/1174 E. , 2020/6373 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl hükmün davalı Kurum vekili ve 23.01.2020 tarihli ek kararın ise davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Davalı ... vekilinin ek karara ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde; dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun mahkemece verilen 23.01.2020 tarihli harç ve masrafların süresinde yatırılmaması sebebiyle temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına ve temyiz talebinin reddine dair ek kararın onanmasına,
2-)Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde;
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Davanın Yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi ile “işveren; ...sigortalıları çalıştıran... kişiler...” olarak tanımlandığı, yine 5510 sayılı Kanun’un 12’inci maddesi ile “işveren; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan Kurum ve kuruluşlar” olarak tanımlandığı, hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmasında, bir başka deyişle, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, işverene husumet yöneltilmesi zorunludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi ile, “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda Kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Önceki bozma ilamlarında da açıklandığı üzere, ihtilaf konusu dönemde davacının çalıştığını iddia ettiği ve davacının sürücü belgesine uygulanan ceza detay bilgilerinde plakası bildirilen tüm araçların kimin adına tescilli olduğu, davalıya ait olup olmadığı, hangi tarihte edinildiği, hangi tarihten beri ticari faaliyette kullanıldığının belirlenmesi gereğine işaret edilmiştir. Bu kapsamda bozma sonrası yapılan incelemede, çalışıldığı iddia edilen minibüslerin araç plaka bilgilerinde, belli dönemlerde dava dışı şahıslar adına şatış ve devrinin yapıldığı, tescil maliklerinin değiştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamlarında dava dilekçesinde yer alan araç plakalarının tescil maliklerinin belirlenmesi gereğine işaret edilmesine ve bu kapsamda söz konusu plakaların davalı dışında ve dava konusu edilen dönemle de örtüşen biçimde dava dışı şahıslar adına satış ve devrinin yapılarak tescil edildiğinin anlaşılması karşısında, dava konusu edilen dönemde dava dışı tescil malikleri tereddütsüz belirlenerek, HMK. 124. maddesi kapsamında davaya katılımları sağlanmaksızın tüm dönemler yönünden talep gibi davalı hakkında karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA 10/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.