Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4173
Karar No: 2018/7076
Karar Tarihi: 24.10.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4173 Esas 2018/7076 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, Hazine vekili tarafından davalılar adına kayıtlı olan 1.766.875 m²'lik taşınmazın meralık olarak sınırlandırılması istemiyle açılmıştır. Davalılar, taşınmazın kadim tarla olduğunu ve kadastro tesbiti sırasında kullanılmadığı için mera olarak kaydedildiğini savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkeme, taşınmazın mera niteliği taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, tapu kaydına dayanılarak yapılan bu kararın yanlış olduğunu belirterek, tapu kaydı, kadastro kayıtları ve yerel bilirkişilerin görüşlerinin birleştirilerek somut bir karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Davalılar, taşınmazı mera olarak kaydetmeden önce tapu kaydını değiştiren kişilere işlem yapılması durumunda yaptıkları hatanın düzeltilebileceğini de ifade etmişlerdir. Bu noktada 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 3. ve 4. maddeleri gereği, mera alanları özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. Ayrıca, Mera Kanunu'nun 29. maddesi ile 1965 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kış
14. Hukuk Dairesi         2016/4173 E.  ,  2018/7076 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine vekili, 568 parsel numaralı 1.766.875,00 metrekare mera vasıflı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
    Bir kısım davalılar,taşınmazın murislerinden kaldığını, kadim tarla olduğunu, kadastro tesbiti sırasında kullanılmadığı için vasfının mera olarak yazıldığını davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, mera iddiasına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
    31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
    Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır.
    Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
    Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir.
    Mahkemece yapılacak keşifte; tahsise dayanılıyorsa tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın mera olmadığı iddiasının bulunması halinde varsa çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğunun çevre taşınmazlarla toprak yapısı kıyaslanarak uzman bilirkişiler aracılığı ile uyuşmazlığa konu yerin ve niteliğinin saptanması gerekir.
    Kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava konusu 568 parsel sayılı taşınmaz 05.01.1981 yılında yapılan tapulama tesbiti sırasında tapu kaydına dayanarak davalılar adına tescil edilmiştir.
    Uyuşmazlık taşınmazın niteliğinin mera mı yoksa tarla mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece bu yönden yapılan inceleme ve araştırma, hüküm kurmaya, sağlıklı sonuçlara uluşmaya yeterli değildir.
    Dava konusu taşınmaz tapu kaydına dayanılarak tespit edildiğine göre öncelikle tapu kaydı tüm geldi ve gittilerini gösterir şekilde kütük sayfası getirtilmeli, kadastroda gittiği parseller belirlenmeli; yine komşu taşınmaz tapu kayıtları tüm dayanaklarıyla birlite getirtilmeli, yörede toprak tevzii ve mera komisyon çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı; eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları temin edildikten sonra yukarıda belirtilen ilkeler dorultusunda mahallinde keşif yapılmalı, kayıtlar komşu köylerden seçilerek yerel bilirkişiler vasıtasıyla uygulanmalı yine tarafların gösterdikleri tanıklar taşınmaz başında dinlenmeli; ziraat mühendisi, Jeoloji mühendisi bilirkişilere toprak yapısı incelettirilmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli kroki ve rapor düzenlettirilmeli, ondan sonra tüm deliller değerlendirilerek işin esasına yönelik bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de 3402 sayılı Yasanın 14.maddesindeki sınırlamaların dikkate alınmaması da doğru değildir.
    Noksan inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    24.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi