Hukuk Genel Kurulu 2013/1091 E. , 2014/582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2013/192 E-2013/367 K
Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nce görev yönünden dava dilekçesinin reddine dair verilen 18.07.2012 tarih, 2012/110 E-2012/ 642 K sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin 19.12.2012 tarih, 2012/22788 E-2012/27472 K sayılı ilamı ile;
(...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İlk dava 12000-TL bedelle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmışsa da, yapılan yargılama sırasında keşifte belirlenen miktar esas alınarak görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Bu karar temyiz edilmeksizin kesinleştikten sonra sulh hukuk mahkemesinde görülen davada verilen kararın Dairemizce yapılan incelemesinde mahkemece yapılan araştırmanın yetersiz olduğu kabul edilerek bozma kararı verilmiştir.
Bu itibarla mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre bozma çerçevesinde yapılan inceleme neticesi verilen 17.05.2012 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir...)
gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, asliye hukuk mahkemesine sunduğu dilekçesi ile, maliki olduğu 7384 parselde bulunan taşınmazın bir kısmına Nevşehir-Ürgüp Karayolunun genişletilmesi nedeni ile davalı kurumca kamulaştırmasız olarak el atıldığını ileri sürerek, el atılan taşınmaz için 10.000 TL kamulaştırma bedeli ile kesilen ağaçlarından dolayı 2000 TL bedelin ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporu doğrultusunda el atılan kısmın bedelinin 986,50 TL olduğu, davaya bakmaya sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 6.444.53 TL bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar davalı idarenin temyizi üzerine Özel Dairece taşınmaza tarım arazisi olarak net gelir üzerinden değer biçilmesi gerekirken arsa olarak değer biçen geçersiz rapora göre hüküm kurulmasının ve el atılarak yol haline gelen taşınmazın yol olarak terkini gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, bilirkişiden ek rapor alınmış ve sonuçta dava dilekçesindeki talebin 12.000 TL olduğu, miktar itibariyle davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Davacının temyizi üzerine Özel Dairece hüküm, yukarıya metni aynen alınan ilamla bozulmuştur. Yerel mahkeme önceki kararda direnmiştir. Direnme kararını temyize davacı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, sulh hukuk mahkemesinin davaya bakmakta görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava tarihi itibariyle eldeki davaya uygulanacak olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ nun (HUMK) 1.maddesine göre, genel mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Sulh hukuk mahkemelerinin görevi kural olarak HUMK’nun 8.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre mamelek hukukundan( malvarlığı haklarına ilişkin) kaynaklanan davalarda görev, kural olarak müddeabihin (dava konusu mal veya hakkın) miktar veya değerine göre belirlenir (m.8,1). HUMK’nun 7.maddesine göre, görev itirazı davanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece davanın her safhasında da kendiliğinden görevli olmadığına karar verilebilir. Öte yandan görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, temyiz incelemesi sırasında açıkça görev hususu bozma konusu yapılmamışsa, artık zımnen hükmü veren mahkemenin görevli olduğunun belirlendiği şeklinde bir sonuca varılamaz. Yerel mahkemece bozma ilamına uyulması da, görev yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.2013 gün, 2013/5-10 esas, 348 karar sayılı ilamı.)
Somut olayda; davacı tarafından 15.09.2009 gününde asliye hukuk mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, 10.000 TL yer bedeli ve 2000 TL ağaç bedeli olmak üzere toplam 12.000 TL müddeabih gösterilmek ve harcı yatırılmak suretiyle dava açılmıştır.
Dava tarihi olan 2009 yılında 7.080 TL üzerindeki davalar asliye hukuk mahkemesinin görevine girmektedir.
Davanın kısmen kabul ve reddi halinde dava değeri gözetilerek, kabul ve red edilen miktarlar üzerinden yargılama giderlerine karar verilecektir. Öyle ise sulh hukuk mahkemesinde belirlenen değerler müddeabih olarak kabul edilemez.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyelerce, davanın başlangıçta asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu edilen yerin değerinin 986,50 TL belirlendiğinden görevsizlik kararı verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosyanın sulh hukuk mahkemesine geldiği; sulh hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda dava konusu edilen kısmın değerinin 6.444.53 TL belirlenerek, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının bu kararı temyiz etmediği; davalı idarenin temyizi ile kararın Özel Dairece araştırmaya yönelik bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma sonucunda dava konusu yerin değerinin 436,39 TL olarak belirlendiği, belirlenen tüm değerlerin dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği, öte yandan 1086 sayılı HUMK’nun 25/son maddesi de gözetilerek, sulh hukuk mahkemesince verilen kabule ilişkin ilk karar Özel Dairece görev yönünden bozulmadığından, Özel Dairece zımnen sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu benimsediği kabul edilerek, usul ekonomisi de gözetilmek suretiyle, sulh hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı savunulmuşsa da, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle, Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava dilekçesinde istenilen 12.000 TL bedel gözetildiğinde, dava tarihi itibariyle davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan, yerel mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun olup, direnme kararı onanmalıdır.
S O N U Ç:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen "Geçici Madde 3" atfıyla direnme kararının ONANMASINA, eksik kalan (0,90) TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.05.2014 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.